AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Fenerbahçe’ye yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırıyla ilgili, “Bütün spor kulüpleri bu olaydan ders çıkartmalı. Hiçbir kulüp yöneticisi şiddete bulaşmış kişileri meşrulaştırmasın” dedi.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Tayyar, İHA ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Rize’den Trabzon’a giden Fenerbahçe takım otobüsüne düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığından adam öldürmeye teşebbüs ve birden fazla kişiyi öldürmeye teşebbüs ile mala zarar vermeyle ilgili soruşturma başlatılmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Tayyar, “Sebebi gerekçesi ne olursa olsun böyle bir şiddeti savunmak, tasvip etmek asla mümkün değil. Şiddetle kınadığımızı ifade etmek isterim. Fenerbahçe camiasına da çok geçmiş olsun. Sağlık durumunun iyi olduğunu biliyoruz şoförün. Kendisine acil şifalar diliyoruz. Şuana kadar kamuoyuna yansıyan bilgilerden saldırı sonrası yaşanan hadiselerden, ucuz atlatıldığını ifade etmek istiyorum. Çünkü saldırganın doğrudan şoförü hedef alması o otobüsün devrilmesine yönelik bir plan olduğunu gösteriyor. Bu sadece orada rastgele yapılmış bir atış izlenimi bırakmadı. Bunun tamamen otobüsün devrilmesi ve çok sayıda ölüm ve yaralanmaya sebebiyet verecek bir büyük planı içerdiğini gösteriyor” diye konuştu.
“HİÇBİR KULÜP YÖNETİCİSİ ŞİDDETE BULAŞMIŞ KİŞİLERİ MEŞRULAŞTIRMASINLAR”
Tayyar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İlker Başbuğ’unda bir açıklaması vardı. ‘Seçimler yaklaşıyor. Seçimlere doğru bir kaotik ortam oluşturmaya yönelik bir saldırı olabilir mi?’ Bütün bu ihtimalleri değerlendirmek lazım. Kullandıkları silah bakımından bizim o bildiğimiz terör örgütlerinin kullandığı yöntemlere çok benzemiyor. Bir tüfekle saldırı yapmazlar. Burada algıyı değiştirmek için buna mı yöneldiler, bunlar yapılacak araştırmalar sonucunda ortaya çıkar ama ilk bulgulara göre bir terör örgütü izlenimi doğuracak türden gelmedi. Bize söylenmeyen kamuoyuna açıklanmayan başka bulgular varsa bir şey diyemem ama terör örgütleri tüfekle saldırı yapmaz. Burada kesin olan şey asıl hedefin şoför olmadığı. Buradan bütün spor kulüplerinin ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Hepimiz biliyoruz özellikle İstanbul takımlarının maçlarında çok fazlaca şiddet içerikli olaylar oluyor. Döner bıçaklarının ele geçirildiği, koca koca taşların fırlatıldığı nice olaylar yaşandı. Bakıyorsunuz her futbol takımının yöneticisinin kendi taraftarını karakoldan çıkarmak için siyasilere, oradaki yetkili amirlere inanılmaz baskı yapıyor. Hangi formayı sırtında taşıyorsa taşısın, hangi formaya gönül veriyorsa versin siz şiddete bulaşmış bu insanları karakollardan kurtarmak için onları koruma altına alırsanız, onlara kalkan olursanız yarın bir gün Allah korusun bu örnekte olduğu gibi daha büyük hadiseler cereyan ettiği zaman ne yapacaksınız? Bundan sonra mülki amirlerinde, emniyet müdürü, vali, kendilerini bir kulüp yöneticisi aradığı zaman bir suçluyu kurtarmak için aradığı zaman bu olayı hatırlasınlar. Bu olayı hatırlasınlar ve kamuoyuna çıkıp açıklasınlar. ‘Beni kulübün şu yöneticisi aradı. Şunları şunları serbest bırakmamızı istedi. Biz tavır koyunca televizyon ekranlarında bizim aleyhimize demeçler verdiler’ diye. Hiçbir kulüp yöneticisi şiddete bulaşmış kişileri meşrulaştırmasın.”
“BURADA SEÇİME DOĞRU GİDİLİYOR OLMASI, SEÇİM ÖNCESİ TÜRKİYE’Yİ KAOTİK ORTAMA SÜRÜKLEMEK İSTEYENLERİN PLANI OLABİLİR Mİ?”
Terör örgütlerinin tüfekle saldırı yaptığına şimdiye kadar tanık olmadıklarını ifade eden Tayyar, “Bu tek başına bir kişinin ya da başkalarından yardım alarak gerçekleştirdiği bir eylem mi bunların hiçbirisini bilmiyoruz. Ancak şoförü vurarak bütün yolcuların hedef alındığı çok aşikâr. Bu bir anlık öfkeyle de izah edilemez. Burada seçime doğru gidiliyor olması, seçim öncesi Türkiye’yi kaotik ortama sürüklemek isteyenlerin planı olabilir mi? Bu da mümkün ama kullanılan silah nedeniyle ben bunun biraz daha dar kapsamlı bir saldırı olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Trabzon spor yöneticilerinin Fenerbahçe’yi karşılamasıyla ilgili ise Tayyar, “Onlar çok güzel görüntülerdi. Akli selimle hareket ediyor olmaları, şiddeti kınamaları sahiplenmeleri erdemli bir davranış” dedi.
Fenerbahçe’nin Portekizli defans oyuncusu Bruno Alves’in Türkiye’nin yurt dışında sürekli bombaların patladığı ülke olarak gösterildiğini ve Türkiye’yi terk etmeleri yönündeki açıklamalarının yurt dışındaki Türkiye algısına etkisine ilişkin Tayyar, “Özellikle Gezi olaylarından sonra Türkiye’nin imajını çok kötülediler. Türkiye imajı buradan zarar gördü. Düşünün ki dünyaya tesir eden bir uluslar arası kanal yayın yaptı. Dışarıda sürekli olarak Türkiye’yi kendi içine düşmüş, kavga eden, çatışan problemli bir Ortadoğu ülkesi gibi gösterme gayreti var. Gezi olaylarıyla da bunu belli bir noktaya taşıdılar” şeklinde konuştu.
“SÜREKLİ OLARAK TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞİK TERÖR ÖRGÜTLERİNİN MERKEZİ GİBİ SUNMA GAYRETİ VAR”
Hamasın militanlarının Türkiye’de eğitildiği yönündeki haberlerinde çıktığına değinen Tayyar, “Bu DHKP-C’yi kim eğitiyor. Yunanistan’da kampı olduğu belli. Lazkiye’de kampı olduğu belli. Bunların hiçbirisi konuşulmaz. PKK’nın da Yunanistan’da kampı vardı. Kendileri her türlü terör örgütünü desteklerler onlara kamp kurarlar ve bunları da böyle hiçbir şey olmamış gibi savunurlar, ama sürekli olarak Türkiye’yi değişik terör örgütlerinin merkezi gibi sunma gayreti var. Dışarıda maalesef Türkiye ile ilgili böyle bir algı oluşturuluyor. Türkiye içinde de AK Parti düşmanlığı yapanlar bu algıyı besliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“EĞER BU LİGLER ERTELENİRSE BU MESELE FARKLI BİR BOYUTA TAŞINIRSA BU EYLEMİ YAPANLARIN DEĞİRMENİNE YAĞ SÜRMÜŞ OLURSUNUZ”
Liglerin ertelenmesiyle ilgili tartışmaların Türkiye için kötü algı oluşturup oluşturmayacağı sorusuna Şamil Tayyar, “Her saldırının bir siyasi hedefi vardır. Eğer burada bu saldırıyla murat edilen böyle bir sonuç ise buna da prim vermemek lazım. Olayı küçümsemeden ancak teröristlerin değirmenine de su taşımadan bu sürecin yönetilmesi gerekiyor. Kamuoyununda bu konuda olayları değerlendirirken sağduyuyla değerlendirmesi gerekir. Eğer bu ligler ertelenirse bu mesele farklı bir boyuta taşınırsa bu eylemi yapanların değirmenine yağ sürmüş olursunuz. Bence buna hiç gerek yok. Bu işin arkasındaki önce bir tetikçi, gizde ne varsa bunların ortaya çıkarılması için çok sağlam ve ciddi soruşturma yürütülmeli ama bununla birlikte bunu da çok fazla büyütmeden kamuoyunda çok başka yan etkilere sebebiyet verecek şekilde büyütmeden kaldığı yerden devam etmesi gerekir. Ligleri ertelemeyi çok doğru bulmuyorum. Kaldığımız yerden devam etmek bu teröre bu teröristlere verilecek en güçlü mesajdır” dedi.
“TRABZON’DAKİ BU SALDIRIYLA CUMHURBAŞKANI ARASINDA BAĞ KURMASI AKIL TUTULMASININ ÖTESİNDE BİR ÖRGÜT PROPAGANDASI GİBİ”
7 Haziran 2015 seçimlerine giderken ortalığın hareketleneceğiyle ilgili daha önceki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Tayyar şöyle konuştu:
“Türkiye seçime doğru giderken birilerinin her meseleyi seçim malzemesi yaptığı çok aşikâr. Hemen arkasından da iki CHP’li milletvekilinin Trabzon’daki bu eylemle Cumhurbaşkanı arasında bağ kurması akıl tutulmasının ötesinde bir örgüt propagandası gibi. Belli ki bu kadrolar bir terör örgütü üyesi gibi hareket etme alışkanlığı içerisindeler. Burada devletinde bir tedbir alması gerekir. Bu iki milletvekiliyle alakalı Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açmalıydı.”
“HÜSEYİN AYGÜN İLE İLGİLİ CHP’NİN BİR DİSİPLİN SORUŞTURMASI BAŞLATMASI GEREKİRDİ”
“CHP maalesef Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber çok marjinal ismi Meclise soktu” diyen Tayyar, “Bunların bir kısmı Ergenekon sanığıydı. Bir kısmı DHKP-C ile gönül bağı olan isimlerdi. Şimdi bu ön seçimlerde çıkan sonuçlara baktığımızda bu örgütlerle sempati bağları çok güçlü isimler var. Yeni dönemde CHP’den baya isim gelecek. Öyle gözüküyor. Bu tür örgütlere sempatiyle bakan Hüseyin Aygün var. CHP’nin giderek bir taraftan şehir işgali altında paralel yapının ama diğer taraftan da bu örgütlerin, marjinal grupların etkisi altına girmeye başladı. Kemal Kılıçdaroğlu sadece CHP’ye değil, aynı zamanda Türkiye’ye de zarar vermeye başladı. CHP yönetimi de Hüseyin Aygün gibi düşünüyor olmalı ki onu koruyor. Eğer öyle olmasaydı Hüseyin Aygün ile ilgili tedbir almak gerekirdi. Hüseyin Aygün ile ilgili CHP’nin bir disiplin soruşturması başlatması gerekirdi. Çok açık söylüyorum, Kemal Kılıçdaroğlu 7 Haziran’dan sonra yok” ifadelerini kullandı.
7 Haziran’dan sonra Kılıçdaroğlu’nun gideceğini ve kendisini noterden getireceği belgenin de kurtaramayacağını anlatan Tayyar, “Devlet Bey biraz daha akıllı. O hemen kongresini öncesine aldı. Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu’na göre daha şanslı” dedi.
“Bugün seçim olsa ben HDP’nin barajı aşacağına ihtimal vermiyorum” ifadesini kullanan Tayyar, “Kürt Alevi oylardan kayma olabilir. Eğer Alevi kesiminin önemli bir kısmı HDP’ye oy verecekse böyle bir senaryo varsa bundan en büyük zararı CHP görür. Şuanda AK Parti oy vermiş kesimin HDP’ye yönelmesini gerektirecek hangi gerekçe var” diye konuştu.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.