Bölgedeki tüm kadın doğum hekimlerinin davetli olduğu sempozyumda anne ölümleri ve kanamalar konusunda yapılması gereken tıbbı ve cerrahi yöntemler, tüm detayları ile masaya yatırıldı.
Konuşmacılar arasında yer alan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özdemir anne ölümlerinin son 10 yılda giderek düştüğünü ve ilk defa (yüzbinde) %15’in altına düşerek 2015 yılında bu rakamın %13.7 olarak gerçekleştiğini söyledi.
Anne ölümlerindeki düşüşte, başta kadın doğum hekimleri olmak üzere sağlık çalışanlarının ve Sağlık Bakanlığının çalışmalarının takdire şayan olduğunu vurgulayan Prof. Özdemir, zor viraja girildiğini söyleyerek “Önümüzdeki yıllarda bu rakamın tek haneye inmesini umuyor ve diliyorum” dedi.
Prof. Dr. İsmail Özdemir, Sağlık Bakanlığı’na öneri olarak sunduğu, plasentanın rahim duvarına yapışma anomalileri için büyük hastanelerde, başta İstanbul olmak üzere merkezler kurulması gerektiğini, böylece bir ya da iki hastaneye yük binmemesi gerektiğini ifade etti.
Bu hastaların yoğun bakımın, kan bankasının ve deneyimli ekibin olduğu bu merkezlerde 30. gebelik haftasından itibaren yatırılarak hastanede takip edilmesinin çok önemli olduğunu anlatan Özdemir, diğer hastanelerdeki riskli hastaların bu merkezlere çok önceden sevk edilmesi gerektiğinin önemine ayrıca vurgu yaptı.
Ameliyat öncesi en az 8-10 ünite kan hazırlatılması gerektiğini belirten Prof. Özdemir, bu vakalarda sezeryan ameliyatı esnasında çocuk çıkarıldıktan sonra rahmin alınmasının dünyada ilk seçenek olarak uygulandığını söyledi. Özdemir, çocuğu olmadığı için ya da özürlü bir çocuğu olduğu için, özellikle rahminin korunmasını isteyen bazı hastalara, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uyguladığı balon uygulanması yöntemlerinden örnekler sundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.