Düzce Üniversitesi ve Arı Mucizesi Akademisi tarafından yapılan araştırmalarda, kudret narının bakteriler ve küfler gibi mikropların varlığını azaltma gücüne sahip olan antimikrobiyal kaynağı olduğu belirlendi. Düzce Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi Müdür Yardımcısı Mikrobiyolog Dr. Nisa Sipahi, “Kudret narının laboratuvarlarda yapılan çalışmalarda iyi bir antimikrobiyal olduğu tespit edilmiştir” dedi.
Halk arasında acı kavun, acı salatalık ve acı kabak olarak bilinen kudret narı, Düzce Üniversitesi ve Arı Mucizesi tarafından yapılan araştırmalarda birçok hastalığa faydalı görüldüğü belirlendi. Arı Mucizesi Akademisi tarafından yapılan çalışmalarda, ‘Kudret Narı’nın bakteriler ve küfler gibi mikropların varlığını azaltma gücüne sahip olan antimikrobiyal kaynağı olduğu tespit edildi. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda obezite, diyabet, şeker, tansiyon, majör depresyon, akut bağırsak hastalığı, iritabl bağırsak sendromu, kolit, kolon kanseri ile bile ilişkilendirilen bağırsaklardaki bakteri maya ve mantar türünün dengede tutulmasında büyük katkı sağladığı ortaya çıkan ‘Kudret Narı’, bağırsaklarda yaşayan yararlı bakteriler için oldukça önemli bir besin kaynağı olma özelliği taşıyor.
Arı Mucizesi Akademisi kurucularından Düzce Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi Müdür Yardımcısı Mikrobiyolog Dr. Nisa Sipahi, vücudun karşılaştığı birçok soruna karşı faydası bilimsel araştırmalarla kanıtlanan kudret narının hastalığa sebep olan birçok bakteri ve mantar türüne karşı antimikrobiyal özelliği bulunduğunu ifade etti.
“Bu dengenin bozulması çeşitli metabolizma hastalıklarını ve bağırsak hastalıklarını tetikleyebilir”
Bakteri ve mantarların bağırsaklarda çeşitli hastalıkların oluşmasına sebep olabileceğini belirten Sipahi, “İnsanlardaki intensinal sistem yani bağırsaklarımız bir mikrobiyal topluluğa ev sahipliği yapmaktadır. Bağırsaklarımızda yaşayan bu mikrobiyal toplulukta birçok bakteri maya ve mantar türü bulunur. Bunlar kendi aralarında bir denge halindedir. Bu dengenin bozulması çeşitli metabolizma hastalıklarını ve bağırsak hastalıklarını tetikleyebilir. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda obezite, diyabet, şeker, tansiyon, majör depresyon, akut bağırsak hastalığı, iritabl bağırsak sendromu, kolit ve hatta kolon kanseri ile bile ilişkilendirilmektedir. Özellikle de kolit bağırsak mikrobiyatasının bağırsaklarımızda yaşayan mikrobiyal topluluğun dengesini bozmakta ve kanseri tetikleyebilen yangısal bir bağırsak hastalığıdır. Efektif bir tedavisi yani etkili bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Nedenleri tam olarak bilinmese de genetik faktörlerle ilişkilendirilmektedir. Bunun dışında vücuttaki bağışıklık sistemi genetik faktörler, çevresel faktörler, stres, beslenme ve vücuda dışarıdan giren hastalık yapıcı mikroplarla da ilişkilendirilmektedir” dedi.
“Covid-19’da da bahsedilen stokin fırtınasını baskılayacak proteinlerdir”
Kudret narının bağırsaklarda yaşayan mikrobiyal topluluğun dengesini koruduğunu kaydeden Sipahi, “Mikrobiyotanın vücudumuzda şöyle bir önemli durumu vardır. Bağışıklık sistemine destek olurlar. Bağırsaklarımız onların yaşam alanı olduğu için hem dışarıdan oraya bir mikrobun yerleşmesine izin vermezler hem de sentezledikleri ürettikleri bazı moleküller ile bağışıklık sistemine destek olurlar. Örneğin vücudumuzda ki yararlı bakterilerin sentezlediği bazı metobolitler proteinler vücuttaki immün sistemin aşırı reaksiyon vermesine, özellikle Covid-19’da da bahsedilen stokin fırtınasını baskılayacak proteinlerdir. Dolayısıyla da mikrobiyata sadece bağırsak sağlığı için değil vücuttaki bir çok sistem hastalığına bir çok enfeksiyona karşı bizi korumakla yükümlüdür. Tabi ki tek faktör değildir. Vücutta ki bir çok hastalığın oluşumu bir çok hastalığın önlenmesi ve tedavisi çok faktörlüdür. Bu faktörlerden birisi de bağırsaklarımızda yaşayan mikrobiyal topluluktur. Dolayısı ile bağırsaklarımızda yaşayan mikrobiyal topluluğun dengeli olması birçok hastalığın önlenmesinde bize yarar sağlar” diye konuştu.
“Birçok bakteri ve mantar türüne karşı antimikrobiyal özelliği bulunmaktadır”
Mikrobiyal topluluğunun dengede tutulması için yapılması gereken hususlarla ilgili bilgiler veren Sipahi, “Özellikle lifli, lif oranı yüksek besinlerin tüketilmesi bu anlamda yardımcı olacaktır. Kudret narı çok kuvvetli lif içerir ve bağırsaklarımızda yaşayan yararlı bakteriler için oldukça güzel bir besin kaynağıdır. Bununla birlikte kudret narının laboratuvarlarda yapılan çalışmalarda iyi bir antimikrobiyal olduğu tespit edilmiştir. Yani birçok hastalık yapan gram pozitif ve gram negatif bakteri dediğimiz birçok bakteri ve mantar türüne karşı antimikrobiyal özelliği bulunmaktadır. Bununla birlikte kudret narı iyi de bir yara iyileştirici özelliğe sahiptir. Yapılan bilimsel çalışmalarda birçok doku tipinde yara iyileşmesi yaranın kapanması hücrelerin tekrar çoğalması ve dokunun eski haline gelmesinde oldukça iyi bir role sahip olduğu tespit edilmiştir. Dolayısı ile de mikrop kapmış yaraların tedavisinde kudret narı kullanabileceğiniz doğal ve oldukça da etkili bir üründür” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.