Dolardaki yükselişin tarımdaki maliyetleri belirgin ölçüde artırdığını bildiren Adana Ticaret Odası (ATO) Meclis Üyesi Haluk Çağlı, “Tarımda elektrik dışında tüm girdiler ithaldir. Gübrenin hammaddesi ithal ediliyor. Tohum, ilaç ve yakıtta dışa bağımlılığımız devam etmektedir. Bu yükseliş en çok üreticiyi mağdur etmekte, maliyetler artarken, karlılık düşmekte, ciddi şekilde fiyat artışları görülmektedir. Üreticinin sorunlarla mücadele edebilmesi için isabetli ekimler yaptırılıp yüksek verim alması sağlanmalıdır” dedi.
ATO Meclisi’ne bir rapor sunan Meclis Üyesi Haluk Çağlı, döviz kurundaki yükselişin tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini bildirdi. Tarım kesiminin beklentilerini dile getirirken, Türkiye’de tarımın dönüşümünün artık kaçınılmaz olduğunu söyleyen Çağlı, bu dönüşümün gerçekçi ve etkin bir tarım politikası ile sosyal ekonomik dengeler düşünülerek tüm paydaşların katılımı ve desteği ile mümkün olabileceğini vurguladı.
"TARIMSAL NÜFUSUMUZ FAZLA"
Türkiye’nin kendi gelişmişlik grubunda yer alan ülkeler arasında kırsal ve tarımsal nüfus fazlalığı ile dikkat çektiğini kaydeden Haluk Çağlı, “Tarımsal nüfus fazlalığı, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyumu ve üyeliği konusunda en önemli engellerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır” görüşünü ileri sürdü. Tarımda yapısal dönüşümün ülkemize uygun çarelerle ele alınması gerektiğini ifade eden Haluk Çağlı, önerilerini de sıraladı. Çağlı, “Politik çıkarları gözetmeyen, kontrol görevini sağlıklı olarak yerine getiren, arazilerin bölünmesini önleyen ve bölünen arazilerin birleşmesini teşvik eden, gelişmiş ülkelerin deneyimlerini ve güncel kararlarını değerlendirerek doğru yöntemler uygulayan, ekonomik çıkar ilişkisine dayanan, yabancı ülke ve kurumlarla olan ilişkilerimizde milli çıkarlarımızı gözetebilen, üretim ve verimliliğe dayalı rekabet gücümüzü koruyacak, esnek teşvik sistemlerini uygulayabilecek ve kontrol edebilecek tek bir bakanlık çatısı altında toplanmış bir otorite oluşturulmalıdır” diye konuştu.
"HAYVANCILIK VE SERACILIĞA DESTEK"
Haluk Çağlı, tarımda teknoloji kullanımı ve özellikle sulama olanaklarının genişletilmesi çabalarının yanında, hayvancılık, seracılık gibi toprağa olan bağımlılığı azaltacak üretim kollarının desteklenmesi gerektiğini belirtti. Üretici örgütlerine katılımcı bir yönetim şekli getirilip devlet desteği verilip, siyasi müdahalelerden uzak tutulması gerektiğine vurgu yapan Çağlı, “Tarım Sigorta Yasası, çiftçilerin yaşayabilecekleri risklere göre daha kapsamlı ve primi düşük şekilde yapılandırılmalıdır. Çiftçilerin ortaklaşa kullanabilecekleri soğuk hava ve paketleme tesislerinin kurulması teşvik edilmelidir. Ziraat Bankası da tarımın finansal desteklenmesinde daha etkin hale getirilmelidir” dedi.
İLLERDE İSTATİSTİK KURUMU KURULMALI
“Çiftçinin ne ekeceğine, ne kadar ekeceğine doğru karar verebilmesi için tüm illerde istatistik kurumu kurulmalıdır” önerisinde de bulunan Haluk Çağlı, “Tarımsal üretimdeki girdilerden alınan yüksek vergiler düşürülmelidir. Verimliliğin yükseltilmesi için tarım kesiminde nitelikli işgücü kullanımı artırılmalıdır. Tarım sektöründe tohumculuğun gelişmesi, sulamanın etkin ve yaygın hale gelmesi, toprakların iyileştirilmesi ve hayvancılığın geliştirilmesine yönelik önlemler alınmalıdır” diye konuştu.
TARIM ARAZİLERİ KORUNMALI
“Çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için tarım arazilerini hep birlikte korumalıyız” diyen Çağlı, “Verimli topraklara sahip olduğumuz bölgemizde, tarımın aşağı yukarı her türlüsü yapılmaktadır. Bu zenginliğimizin kıymetini bilip, topraklarımızı çok akıllı kullanıp, tarım yapılan arazilerilerde yapılaşmalara izin vermemeliyiz” görüşlerini savundu.
Hayvancılıkla uğraşanların son yıllarda hallerinden memnun görülmelerine karşın artan kırmızı et fiyatlarının tüketiciyi rahatsız etiğini kaydeden Çağlı, “Bu durum karşısında et ithali yapılacağı söylentileri duyulmaktadır. Dengeli hareket edilip üreticinin ve tüketicinin keyfi kaçırılmamalıdır” uyarısında bulundu.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.