Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 7 Haziran genel seçimi öncesi siyasi partilere çağrıda bulunarak, “Gündem yeni anayasa ve eğitim olmalıdır” dedi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yalçın, “Türkiye yeni bir milletvekili genel seçimi sürecine girmiş bulunmaktadır. Son yıllarda çok önemli atılımlar yapılmasına rağmen hala el atılmayı bekleyen onlarca sorun bulunmaktadır. Eğitim camiası olarak, seçime girecek bütün siyasi partilerden, ülkemizin sorunlu alanlarının başında gelen yeni anayasa ve eğitim konularına daha fazla yoğunlaşmalarını ve öncelikleri arasına almalarını bekliyoruz” dedi.
Milletin, 30 yılı aşkın bir süredir darbe anayasası ile yönetilme ayıbından kurtarılması gerektiğini ifade eden Yalçın, “Türkiye’nin geleceğinin şekillendirildiği eğitim alanına ve çalışanlarına yönelik evrensel değerler doğrultusunda düzenlemeler yapılmalı; özgün, medeniyet değerlerimizi baz alan bir müfredat hazırlanmalı, bu işin uygulayıcısı olan ve açlıkla yoksulluk arasına sıkıştırılmış bulunan eğitim çalışanlarının mali ve özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Toplu sözleşme masasına taşıdığımız teklifler arasında en çok yer tutan sorunların eğitim çalışanlarına ait olması, eğitim alanına daha fazla kafa yormayı zorunlu kılmaktadır. Toplumların gelişmesinin, ilerlemesinin iyi bir eğitim alan bireylerin varlığıyla mümkün olduğu gerçeğinden hareketle, siyasi partilerden; seçim beyannamelerinde, başta sivil bir anayasa olmak üzere eğitimin, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümüne ağırlık vermelerini istiyor ve bekliyoruz” dedi.
Yalçın açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu vesileyle dikkat çekmek istediğimiz konulardan bazılarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Toplumun beklentilerine cevap veren, öğrencilerimize milli ve evrensel değerler ile çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandırarak onlara toplumsal sorumluluk, şahsiyet ve karakter kazandıracak özgün müfredatlar geliştirilmelidir.
Ders kitaplarının kalitesi artırılmalıdır. Bu kapsamda öncelikli olarak ders kitapları katılımcı bir anlayışla öğrencilerin ve öğretmenlerin görüşleri alınarak alan uzmanlarının teknik desteği ile hazırlanmalıdır. Ayrıca farklı öğretim programlarının tema, öğrenme alanı, beceri ve değerlerine yönelik yazılı, görsel ve işitsel materyaller geliştirilerek ücretsiz olarak çocukların istifadesine sunulmalıdır.
İnsanların temel tercihlerini sınırlayan demokratik eğitim hakkının önündeki engeller kaldırılmalı; insan iradesine ve tercihine ipotek koyan eğitimdeki ‘karma’ mecburiyetine son verilerek yalnızca kız, yalnızca erkek ve kız ve erkeklerin birlikte öğrenim gördüğü eğitim kurumları bir seçenek olarak öğrenci ve ebeveynlere sunulmalıdır. Okullar açılırken bugüne kadar yapıldığı gibi sadece kız meslek liseleri, kız imam hatip okulları değil, AB ülkelerindeki okullarda olduğu gibi kız fen liseleri, kız sosyal bilimler liseleri veya kız Anadolu liseleri de açılmalıdır.
Kamuda kılık ve kıyafet dayatmasının en önemli sembolü haline gelen başörtüsü konusunun sorun olmaktan çıkarılması devlet millet kaynaşması için çok önemli bir adım olmuştur. Fakat aynı kapsamda, çağdışı yönetmelikteki erkeklere yönelik kravat takma mecburiyeti başta olmak üzere, takım elbise, saç, sakal gibi dayatmalar da bir an önce kaldırılmalıdır.
Çok yönlü, çağın eğitim anlayışının gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış, yeteneklerini halihazırda birkaç branş dışında Türkiye’de hizmet öncesi öğretmen yetiştirme sistemi talepten fazla arz kapasitesine sahiptir. Geçmişteki yanlış ve eksik planlamalardan kaynaklanan bu durumdan dolayı binlerce öğretmen atama beklemekte veya ücretli öğretmen olarak çalışmaktadır. Bundan dolayı öncelikli olarak yeterli arzın olduğu alanlarda pedagojik formasyon uygulamasına son verilerek kısa ve orta vadeli perspektiflere göre istihdam politikası geliştirilmelidir.
Öğretmen açığı kadrolu öğretmen ataması yapılarak kapatılmalı, istihdamda güçlük çekilen yörelerde çalışmayı özendirici tedbirler alınmalıdır. Okullara eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için saydam, hesap verilebilir, etkin ve özerk etkili bir okul bütçe sistemi oluşturulmalıdır.
Eğitim çalışanlarına uygulanan şiddete karşı caydırıcı önlemler alınmalı, özellikle öğretmenlik mesleğinin şiddet yoluyla itibarsızlaştırılmasına yönelik her türlü girişim cezalandırılmalıdır. Üniversitelerin, özgür düşünceye sahip bireyler yetiştiren, bilimsel bilgi üretimi yapılan ve iş güvencesini esas alan kurumlar olabilmesi için yükseköğretim yönetimini önceleyen yeni bir Yükseköğretim Kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır.
Kredi ve Yurtlar Kurumu çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik ilgili yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.”
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.