Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısında çözüm süreci ve İç Güvenlik Paketi’ni değerlendirdi.
AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden ve partililer katıldı. Burada konuşan Bakan Yıldız, muhalefet partilerini eleştirerek, Türkiye’nin siyasetine yakışmayan son bir ayı geçirdiklerini söyledi. Yıldız, “Özellikle son bir ay içinde muhalefet partilerine baktığımızda yeni bir şey koyamadıklarını, iktidar partisi AK Parti’den bir şeyler devşirebilir miyiz diye geçirdikleri bir zaman geçirdik. Türkiye’nin siyasetine yakışmayan son bir ayı geçirmiş olduk. İç güvenlik yasa tasarısı sırasında yerlere oturanlar peçe takanlar oldu.
Türkiye yalnızca illerinden bakılan değil, uluslararası arenada da dikkatle takip edilen bir ülkedir. İnsanlık ve insanlık tarihinde çok önemli yer tutabilecek başta kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun sözleri ile birlikte dikkat çekecek bir ülke olmuştur. Son 13 yıllık istikrarın sürdürülebilmesinin önüne engel olmaya çalışıyorlar.
Muhalefet partileri bilmelidir ki istikrar yalnızca AK Parti ile anılıyor. ‘Ben iktidara geleceğim’ diyemiyor. ‘İktidara gelirsem Başbakan Yardımcım olur musun’ diyor. Bu Türkiye siyasetinde atlanılması gereken bir durumdur. Muhalefet partileri bulundukları noktadan daha iyi bir seviyede muhalefet yapabilirse Türkiye’nin siyaseti daha da gelişecektir” dedi.
“Bize dışarıdan fitne sokmak isteyebilirler. Ben inanıyorum birlik ve beraberlik bize Allah’ın yardımını getirmiş olacak” diyen Bakan Yılmaz, “Genel Başkan Yardımcılığından ayrılanlar muhalefet partileri ile birlikte seçime girmek istiyorlar. Bu ülkenin paralelleri şehirdeki ikinci gelen partiyi destekleyeceklerini söylüyorlar. AK Parti karşısında hepsi birleşiyor. Mardin’de o arkadaşlar BDP ile İstanbul’da CHP Ankara’da MHP ile birlikte girdiler. Bu nasıl bir ilkesizliktir ki tek başına hedefi olmayan, Türkiye’nin iktidarına tek başına siyaset koyamayan bir yapıdan bahsediyoruz. Bir işin nasıl olmayacağını tarif ederseniz bu fitnenin en büyüğüdür.
Ayrılanlar, paraleller ne varsa AK Parti’nin karşısında birleşiyorlar. AK Parti’de bulamadığınız menfaatleriniz mi, kadrolaşma mı? Biz yüreğini açan bir parti olduk” diye konuştu.
“ÇÖZÜMÜN BAŞARIYA ULAŞMASI ÇOK FAZLA EMEK İSTİYOR, BOZULMASI İSE BİR ANLIK”
Çözüm süreciyle birlikte Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir ayrılık noktası oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çeken Bakan Yılmaz, “Bizler mizacı ve kabiliyeti ile yaratılışı ile farklı üsluplara sahip olabiliriz ama hepimiz aynı gaye ile bir aradayız. Çözüm sürecinde gelinen nokta küçümsenecek bir nokta değildir. Silahların bırakılmasını istemeyenler olabilir. Şehitlerin gelmesini isteyenler olabilir. Biz bundan memnun değiliz.
Bundan sonra şiddete karşıyız. TBMM’de şiddeti ekmeye çalışanlar bundan sonra ne Hakkari’de ne Van’da hiçbir yerde bu şiddeti göremeyecekler. HDP kanalında silahların bırakılmasına yönelik iyi niyetli çalışanların yanında farklı gayretleri olanları görüyoruz. Biz akan kanların durması yönündeki gayretlerimize devam edeceğiz. Silahların devre dışı bırakılması, demokratikleşme ile alakalı ve başkanlık sistemini hızlandıracaktır" dedi.
Bakan Yılmaz, çözüm sürecinin artık millete mal olmuş bir süreç olduğunu ifade ederek, "Olağanüstü Hal’in kaldırılması, DGM’lerin kaldırılması, Kürtçe dil kurslarının açılması ama buna rağmen başvuru sayılarının azalması bunları unutuyoruz. Kürtçe televizyonları serbest bıraktık ne oldu? Her birimizi Kürtçe öğrenmeye mi meyan olduk. Sadece Türkçe bilmeyen annelerin Türkçe bilen çocukları ile konuşmalarına yardımcı oldu. Kürtçe isimleri serbest bıraktık isimde Kürtçe’ye dönüş mü oldu? Bizler milli birlik ve beraberliğimizi Türkçe ile birlikte sağlıyoruz. Kürtçe’nin öğrenilmesine bir Türkmen kardeşiniz olarak söylüyorum, kardeşliğimizin daha çok anlaşılması anlamına geliyor.
Çözümün başarıya ulaşması çok fazla emek istiyor. Bozulması ise bir anlık. Bir provokatif eylem bütün bu sürecin bozulmasına neden oluyor. Buna müsaade etmeyeceğiz. Silahlı mücadelenin bırakılacak olması bunun ışığının görülmüş olması anlamına geliyor. Bu her an zehirlenmeye müsait bir süreçtir. Buna inşallah hiçbirimiz müsaade etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“ÇIKARTTIĞIMIZ KANUNLARIN İSTİSMAR EDİLDİĞİNİ HEP BERABER GÖRÜYORUZ”
İç Güvenlik Paketi’ne de değinen Bakan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Molotof kokteyli ile ilgili düzenlemeler oldu. Bunun silah sayılıp sayılmaması ile alakalı karar alındı. Mademki bir can alıyor. Bunu silahtan saydık. Kurşundan, bombadan ne farkı var? Yalnızca bir şişenin içinde yapıldığı tarif internet sitelerinde yemek tarifleri gibi yayınlandı.
Demir bilyeleri polisin kafasına gelecek şekilde atmaya başladılar. Kusura bakmayın o zaman sapan masum bir oyun aleti olmaktan çıkar ve bir silah haline gelir. Çıkarttığımız kanunların istismar edildiğini hep beraber görüyoruz. Bunlar özgürlüklerin kısıtlanması olarak gördüler. Biz böyle bir özgürlük tanımıyoruz.
Molotof ile birlikte 5 bin 458 saldırı olayı olmuş. 3 polisimiz ve 4 sivil şehit olmuş, 406 polisimiz ve 1 askerimiz ile 127 vatandaşımız molotof ile birlikte yaralandı. Almanya’da ABD’de suç olacak. Türkiye özgürlük ülkesi diye burada suç olmayacak. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? TBMM’yi olmadık bir yere çevirmeye kalktılar. Yerlerde oturdular yerlerde yattılar. Bu özgürlüklerin kısıtlandığı gerekçesiyle. Bu özgürlük falan değil. Eğer siz vatandaşımızın canına kastediyorsanız buna özgürlük denmez. O nedenle toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda değişiklikler yaptık."
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.