CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu, dün yapılan ön seçimlerle ilgili “Demokrasi şöleni oldu gerçekten. Eğer masa başında ben milletvekili adaylarını belirleyeceksem onun adına demokrasi denmez. Neye göre ben masa başında belirleyeceğim. Arkadaşım olacak, dayım olacak, yeğenim olacak, bazı ilişkiler olacak. Onun dışına çıktık bütün üyelerin katılımıyla, delegelerin değil güzel bir ön seçim yaptık” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, organize sanayi bölge başkanlarıyla biraraya geldiği toplantıda gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Yemen ile ilgili İran’dan Türkiye’ye nota verildiğine ilişkin iddialarla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, “Dış politika konusunda Türkiye’nin sınıfta kaldığını bütün dünya biliyor. Bütün komşularımızla kavgalıyız. İran ile ilişkilerimiz biraz ortadaydı. Şimdi onlarla da kavga etmeye başladık. Eskiden Ortadoğu’da bir olay olduğunda herkesin gözü hakem olarak Türkiye’ye dikilirdi. Türkiye danışılan durumdaydı. Bugün Türkiye tecrit edilmiş bir durumda. Ortadoğu’da da kan kaybediyor Türkiye. Sadece siyasal olarak değil, ekonomik olarak da kan kaybediyor. Dış politika konusunda eğer bir şey söylenecekse bunu öncelikle Dışişleri Bakanının dillendirmesi gerekir. Dış politikanın milli olması lazım. Yani muhalefetin de dış politikaya destek vermesi lazım. Çünkü dış politika ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir. O çıkarların dengeli olması gerekir. Siz mezhep endeksli bir dış politika güderseniz Ortadoğu bataklığının bir parçası olursunuz. Geldiğimiz nokta bu” şeklinde konuştu.
“ÖRTÜLÜ ÖDENEK BAŞBAKAN’IN NAMUSUNA TESLİM EDİLEN BİR PARADIR ANCAK VE ANCAK MİLLİ MENFAATLER İÇİN KULLANILABİLİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Parlamenter Sistem bekleme odasına alınmıştır’ yönündeki açıklamasının ve Cumhurbaşkanlığına örtülü ödenekle ilgili soruya Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Millet diyorlardı değil mi? 550 milletvekilini kim seçti? Millet seçti. Nasıl oluyor da şimdi milletin aldığı milletvekilleri şimdi bekleme odasına alındı. Kim aldı? Millet mi aldı? Milleti sadece kendisi olarak gören bir anlayış demokrasiye en büyük zararı veren anlayıştır. Ben milletim diyor. İyi de 77 milyon insan ne? Efendim parlamenter sistemi atalım, yerine Başkanlık sistemi kuralım. Nasıl bir başkanlık sistemi Amerika’daki gibi olmasın bize uygun bir başkanlık sistemi. Türkiye’nin derdi bu. 200 yıllık bir parlamenter sistem deneyimimiz var. Eksiği var mı var? Nereden kaynaklanıyor eksiği 12 Eylül darbe yasalarından kaynaklanıyor. Gelin değiştirelim. Her şeye hayır denildi. 1 kişiye göre rejim oluşturacağız. Bu toplumun buna izin vereceğini sanmıyorum. Örtülü ödenek Başbakan’ın namusuna teslim edilen bir paradır ancak ve ancak milli menfaatler için kullanılabilir. Kullanacak kişinin de sorumluluğu vardır. Bütçeyi parlamentoya getiren Başbakandır. Örtülü ödenek konusunda sorumlu olan Başbakandır. Cumhurbaşkanının sorumluluğu var mı? Anayasaya göre yok. Peki sorumluluğu olmayan bir kişiye neden örtülü ödenek kullanımını veriyorsunuz? Bu şu anlama geliyor öyle olaylar olacak ki Başbakan’ın bile haberi olmayacak. O olayları finanse etmeyi Cumhurbaşkanı üstlenecek. İyi de bu başbakan kağıttan başbakan mı? İlkokul öğrencisi mi bu Başbakan? Bu doğru değil. Sorumluluk üstlenen kişiye para harcama yetkisi verilir. Sorumluluk üstlenen kişi kim yasalara göre Başbakan. Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği nerede kullanacak. Büyük bir ihtimalle kaçak sarayın yapımında. Gerçek rakamlar kamuoyuna yansımasın diye kullanılacak.”
“EĞER MASA BAŞINDA BEN MİLLETVEKİLİ ADAYLARINI BELİRLEYECEKSEM ONUN ADINA DEMOKRASİ DENMEZ”
CHP’de dün yapılan ön seçimlerle ilgili değerlendirmesini soran gazeteciye Kılıçdaroğlu, “Milletin vekilini milletin kendisi seçsin. İşin özeti budur. CHP bu konuda çok önemli bir adım attı. Demokrasi açısından çok önemli bir adım attı. Ben genel başkan olarak şunu önerdim bütün partili arkadaşlarıma; gençlere ve kadınlara önem verin. Madem ki bu ülkenin nüfusunun yüzde 50’si genç onlara siyasetle imkan sağlayalım. Listeler bu çerçevede büyük ölçüde oluştu. Memnunum. Siyasette yeni bir atmosfer, yeni bir huzur, yeni insanlar olmalı. Demokrasi şöleni oldu gerçekten. Elazığ’a gittim. Bütün billboardlarda iktidar partisinin milletvekili adaylarının fotoğrafları vardı. Dedim ki burada ön seçim mi var. Hayır dediler. Eğer masa başında ben milletvekili adaylarını belirleyeceksem onun adına demokrasi denmez. Neye göre ben masa başında belirleyeceğim. Arkadaşım olacak, dayım olacak, yeğenim olacak, bazı ilişkiler olacak. Onun dışına çıktık bütün üyelerin katılımıyla, delegelerin değil güzel bir ön seçim yaptık. Demokrasi şölenidir. Hayırlı olsun Türkiye’ye” karşılığını verdi.
Seçime katılımın yüzde 50’liler civarında olduğuyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, “31 Aralık 2014 tarihi itibariyle partiye üye olanlar oy kullandılar. Yılbaşından bu yana partiye üye olanlar özellikle internet ortamında üye olanlar oy kullanmadılar. Katılım yüzde 60 civarında. Küçük bir rakam değil. Önemli bir rakamdır. Neden daha yüksek bir katılım olmadı onu bizim araştırmamız lazım. ona bakacağız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.