AKILLI ŞEBEKELER İLE SİBER SALDIRILARA SON
İZMİR (İHA) – Türkiye’yi geçen günlerde karanlığa boğan ve günlük hayatı sekteye uğratan elektrik kesintisi, mevcut şebekelerin ne kadar güvenilir olduğunu gündeme getirirken, enerji uzmanı Selen Çeki...
03 Nisan 2015 Cuma 08:23
İZMİR (İHA) – Türkiye’yi geçen günlerde karanlığa boğan ve günlük hayatı sekteye uğratan elektrik kesintisi, mevcut şebekelerin ne kadar güvenilir olduğunu gündeme getirirken, enerji uzmanı Selen Çekinir de, Almanya modeli akıllı şebeke uygulamasını örnek gösterdi.
Ülke genelinde yaşanan son elektrik kesintisi, yenilenebilir enerjinin öneminin yanı sıra mevcut elektrik şebekelerinin ne kadar güvenilir olduğunu gündeme getirdi. Enerji tüketiminde yüzde 70 oranında dışa bağımlı olan Türkiye’nin ürettiği elektriğin yüzde 13’ünü iletim ve dağıtımdaki kayıpları karşılamak için harcadığına dikkat çeken enerji uzmanı Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Selen Çekinir, Almanya’nın akıllı şebeke uygulamasını örnek gösterdi. Her yıl Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin elektrik üretiminin 5 katı kadar kayıp yaşandığını belirten Çekinir, “Akıllı şebekeler ile bu kayıplar azaltılabileceği gibi arızalar karşısında otomatik olarak arıza yerinin tespiti ve siber saldırılara karşı güvenliğin sağlanması mümkün” dedi.
ABD’DEKİ KESİNTİ KANADA’YI VURMUŞTU
2003 yılında ABD’de meydana gelen enerji kesintisinin komşusu Kanada’yı da etkileyerek yaklaşık 55 milyon kişinin enerjisiz kalmasına yol açtığını hatırlatan Yaşar Üniversitesi MYO Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Program Sorumlusu Selen Çekinir, şöyle konuştu: “Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde elektrik şebekeleri, büyük enerji santrallerinin birbirlerine uzun iletim hatları ile bağlandığı bir yapıdadır. Ancak, enterkonnekte olarak adlandırılan bu sistemin herhangi bir kısmında meydana gelebilecek bir dengesizlik bütün sistemin çökmesine ve dolayısıyla ülke hatta bağlantılı olduğu diğer ülkelerde bile enerji kesintisine yol açmaktadır.”
HEM ARIZALARA HEM SİBER SALDIRILARA ÇARE
Çekinir, Almanya’nın artan enerji ihtiyacını karşılamak için büyük ve güçlü santrallerde üretim yapmak yerine küçük ama güçlü santrallerin şebekeye bağlantısına imkan veren akıllı şebeke sistemi üzerinde yoğunlaştığını belirtti. Akıllı şebekenin, hem kaynak çeşitliliğini artırmak, hem de elektriğin üretildiği noktada tüketilmesini sağlayarak iletim ve dağıtım kayıplarını azaltmak olarak tanımlanabileceğini anlatan Çekinir,
şunları söyledi:
"Akıllı şebekeler ile daha verimli, kaliteli ve güvenilir bir enerji sisteminin sağlanmasının yanı sıra arızalar karşısında otomatik olarak arıza yerinin tespiti, arızanın giderilmesi ve siber saldırılara karşı güvenliğin sağlanması mümkün. Almanya hükümeti de 2006 yılından başlayarak günümüzde akıllı şebeke üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı. Önce bütün yenilenebilir enerji santrallerinin bir tek santralmiş gibi yönetildiği sanal elektrik santrali uygulamasına geçen Almanya diğer bir aşamada evlerde akıllı sayaç sistemleri geliştirilmiştir. Ülkemizde de geçen yıl 250 milyar kilowatt saat enerji üretimi gerçekleştirildi ancak bunun yüzde 13’ü iletimde ve dağıtımdaki kayıpları karşılamak için kullanıldı. Yani Keban Barajı’nın elektrik üretiminin 5 katı kadar kayıp yaşadık. Ancak akıllı şebeke sistemi ile bu kayıpların önüne geçebilmemiz mümkün.”
EVLERİN ÇATISINDAKİ ELEKTRİK
Dünyada birçok ülkenin artık yenilenebilir enerji sistemlerini uyguladığını ve enerji üretimindeki payını artırdığını ifade eden Çekinir, sözlerine şöyle devam etti: “Almanya, Avrupa ve dünyada yenilenebilir enerji açısından öncü bir ülke olarak rol almaktadır. Almanya elektrik enerjisinin yüzde 30’unu yenilenebilir kaynaklardan elde etmektedir. 2014 yılında 2013 yılına göre rüzgar enerjisinden elektrik üretimi yüzde 18,7 artarken, güneş enerjisinden elektrik üretimi yüzde 28, biyokütle enerjisinden elektrik üretimi yüzde 7 oranında artmıştır. Bununla birlikte nükleer ve fosil kaynaklı elektrik üretimi payı düşmüştür. Ayrıca, Almanya’da güneş enerjisinden elektrik üretiminin yüzde 90’ı evlerin çatılarına kurulmuş olan güneş panellerinden sağlanmıştır. Almanya ile kıyaslandığında güneş enerjisi potansiyeli çok yüksek olan Türkiye’de de fotovoltaik çatı uygulamalarının yapılması gerekmektedir. Böylece tüketiciler kendi enerjisini kendi üretebilecek, fazla üretilen enerji de şebekeye verilerek kazanç sağlanabilecektir.”
Kaynak: IHA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.