BAKAN ÇELİK: “İŞ KAZALARININ DAHA AŞAĞI ÇEKİLMESİ İÇİN BU ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş kazalarının önlenmesi konusunda birinci hedefin mevzuat eksikliklerine gidermek olduğunu belirterek, nitelikli eleman, sorumlu işveren ve mevzuat üçlü...

Bakan Çelik: “İş Kazalarının Daha Aşağı Çekilmesi İçin Bu Çalışmaları Yapıyoruz”

02 Nisan 2015 Perşembe 22:08

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş kazalarının önlenmesi konusunda birinci hedefin mevzuat eksikliklerine gidermek olduğunu belirterek, nitelikli eleman, sorumlu işveren ve mevzuat üçlüsünün iş kazalarının gelişmiş ülkeler düzeyine inmesi konusunda altyapı oluşturacağını söyledi.

TBMM Genel Kurulunda devam eden İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı görüşmelerinde önemli açıklamalarda bulundu. Milletvekillerinin sorularına cevap veren Bakan Çelik, iş kazalarının önlenmesi konusunda atılan adımları anlattı.

Siyasetle ilgilenenlere seçimlere girerken iddialı girmelerini tavsiye eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, önümüzdeki hafta içerisinde 400 proje ile ilgili 4 yılda neler yaptıklarını Şanlıurfalılarla paylaşacağını kaydederek, “Rastgele değil, hedefi belli olan bir seçim beyannamesiyle, netice alacağınız bir seçim beyannamesiyle yola çıkmanız gerekiyor. 2011’de biz de öyle yaptık ve şu anda o rahatlık içerisindeyiz. Yapılması gerekenler bir bir gerçekleştirildi” dedi.

“İŞ KAZALARININ AZALMASINDA BİRİNCİ HEDEF, MEVZUAT EKSİKLİKLERİNİ GİDERMEKTİR”

İş Kazalarının neden yüksek olduğu konusundaki sorulara cevap veren Bakan Faruk Çelik, “Bu çalışmaların amacı zaten bu, bu kazaları aşağıya çekmek. İş kazalarının minimize edilmesinde, azalmasında birinci hedef, birinci amaç mevzuat eksikliklerini gidermektir. Biz mevzuat eksikliğiyle ilgili 2012 yılında kapsamlı bir yasa çıkardık. Bugün de sizin huzurlarınıza yine bu konudaki eksiklikleri gidermeye dönük önemli düzenlemeler içeren bir yasayı getirmiş bulunuyoruz. Ayrıca, uluslararası sözleşmeler boyutuyla da atılması gereken 155, 161, 167, 177, 176 ve 189 sayılı sözleşmeler de imzalandı, yürürlüğe girdi bu sözleşmeler. Dolayısıyla mevzuat açısından eksikliği olmayan bir Türkiye noktasına geldik. ‘Efendim, bu 1970’de gelseydi’ Keşke gelseydi. 1980’de olsaydı, 1990’da olsaydı, olmamış” diye konuştu.

“NİTELİKLİ ELEMAN, SORUMLU İŞVEREN VE ÇAĞDAŞ MEVZUAT ÜÇLÜSÜ, İŞ KAZALARININ GELİŞMİŞ ÜLKELER DÜZEYİNE İNMESİ KONUSUNDA ALTYAPIYI OLUŞTURACAKTIR”

Meclisin dönemi kapatmadan bu düzenlemelerin çıkmasını istediklerinin altını çizen Bakan Çelik, “İş kazalarındaki mevcut durumun, tablonun ve meslek hastalığındaki mevcut tablonun daha da aşağıya çekilmesi için bunları gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de 1992’den beri, bugünkü istatistiklere baktığınız zaman işçi sayısı, iş yeri sayısı artmasına rağmen bin, bin 200 işçinin hayatını kaybettiğini her yıl görüyoruz. Bu rakam yüksek bir rakamdır. ‘Şu dönemde yüksek, bu dönemde düşük’ dememiz bir şey ifade etmiyor. Bir kişinin bile hayatını kaybetmesi bizim, hele kaza değilse, bunu saygıyla karşılamak mümkün değil. Bunu, tabii ki söylenmesi gereken en ağır ifadelerle karşıladığımızı hepiniz biliyorsunuz. Ama bu yalnız mevzuat boyutuyla olacak bir iş değil. Bu konuda duyarlı bir işverene ihtiyaç var. İşveren duyarlı değilse sizin mevzuatınızın çok iyi olması sorunu nasıl çözecek? Üçüncü ayağıysa, işçimizin, çalışanımızın nitelikli noktada olması yani iyi yetişmiş olması. Üç tane önemli konu var; mevzuatı tamamlıyoruz, tamamladık. 2 bin iş yerinden, inşaatlarda bin 600’ünü durduruyorsunuz. Yani 2 bin inşaatın bin 600’ü durduruluyorsa inşaat sektöründeki işverenlerin olaylara, iş güvenliğine bakışını, emeğe bakışını ortaya koyması açısından tablo önümüzde. O hâlde, bu duyarsızlıktan, bu farkındasızlıktan çıkması gerekiyor işverenlerimizin, mutlaka farkındalık anlayışı çerçevesinde davranmaları gerekiyor. İşçilerimizin nitelikli eleman olmaları konusunu, Mesleki Yeterlilik Kurumu bunun için standartları belli bir yapıya kavuşturdu ve bunun uygulamalarına şimdi başlıyoruz ve göreceksiniz, nitelikli eleman, çalışan ve sorumlu işveren ve çağdaş mevzuat üçlüsü, iş kazalarımızın bugün özendiğimiz gelişmiş ülkeler düzeyine inmesi konusunda altyapıyı oluşturacaktır; bizim de mücadelemiz bu. Yoksa muhalefetiyle iktidarıyla hiç kimsenin bu acı tablolar karşısında yüreğinin sızlamaması mümkün değil ama aslolan, çözümü konusunda katkı sunmaktır. Burada çözüm konusunda da ben yüce Meclisten, muhalefetiyle iktidarıyla, hep bu düzenlemelerde katkı aldığımızı da bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

4/C’LİLERİN MAĞDURİYETİ

4/C’li 23 bin çalışan olduğunu ifade eden ve bunlarla ilgili önemli düzenlemeler yaptıklarını kaydeden Bakan Çelik, “İş güvenceleri konusunda bir sorun kalmadı. Ana sorunları, en büyük sorunları ‘bu yıl çalıştım ama Ocak ayında eğer Bakanlar Kurulu Kararı yayınlanmaz ise, iş akdim feshedilir ise ne olurum?’ diyorlardı. Şimdi 4/C’liler emekli oluncaya kadar iş güvencesine kavuşmuş bulunuyorlar. Bu önemli bir adımdı, önemli bir düzenlemeydi. İkincisi, ücretlerinde ciddi sıkıntılar vardı ve aile yardımı alamıyorlardı. Aile yardımını, toplu sözleşmede kendilerinin hakkı olan bu aile yardımını kendilerine verdik, ayrıca ücretlerinde de yüzde 40’lık bir artış sağladık. Şimdi bin 450 ile bin 800 lira arasında ücretlerle 4/C’liler şu anda kamuda çalışmakta ve önümüzdeki Ağustos ayında da toplu sözleşme süreci olduğu dikkate alınırsa, inşallah, ücretlerindeki beklentilere de kavuşacakları inancı içerisindeyim. Burada, tabii, şöyle bir durum var: 4/C dediğiniz zaman, eskiden özelleştirme neticesinde bu personel alındığı için ve 10 ay çalıştıkları için bu statünün olumsuz bazı yönleri vardı ama mahzurlarını ortadan kaldırınca 4/C artık bildiğimiz 4/A’lı vatandaş nasıl çalışıyor ise bu haklara da ulaşmış oldu” açıklamasında bulundu.

“ASIL İŞLE YARDIMCI İŞLERİN KARIŞMASI SÖZ KONUSU OLMAYACAK”

Taşeronla ilgili yapılan düzenlemeleri hatırlatan Bakan Çelik, ”Asıl işle yardımcı işleri birbirinden ayıran bir düzenleme yaptık ve Bakanlar Kuruluna bu yardımcı işlerin yayınlanmasıyla ilgili bir yetki verdik. Şimdi, bu yapılamadı, aynen katılıyorum. Sebebi şu, bütün kamu kurumlarından, bütün sosyal taraflardan yardımcı işlerle ilgili bilgiler gelecek ve bunlar Bakanlar Kurulu kararına dönüşecek, diyeceğiz ki, ‘şu işler yardımcı işlerdir’ Bu olduktan sonra, bundan sonra yaptığımız düzenlemeyle asıl işle yardımcı işlerin karışması söz konusu olmayacak. Yani, bir idare yardımcı işte çalıştırması gereken bir elemanı asıl işte çalıştırırsa o yönetici aldığı maaşın 5 misli bir müeyyideyle karşı karşıya kalacak, başka müeyyideler de var. Dolayısıyla artık yardımcı iş yardımcı iş olarak kalacak, asıl işte çalışanlar ise kadrolu eleman olarak istihdam edilecekler. Bunun yanında, yargı kararları neticesinde, özellikle başta Karayolları olmak üzere, yargıda… Asıl iş olduğuna dair muvazaa neticesinde yargıya taşınan konularda yargının verdiği kararlardan bir tanesi Karayollarıdır. Bunların kadroya alınmalarıyla ilgili, Sayın Başbakanımız Türkiye’nin en büyük sendikası olan TÜRK-İŞ’i ziyaretinde açıkça ifade ettiler. Bununla ilgili ayrıntılı bir açıklamayı kendileri yapacaklardır. Ama ilgili sendika, işçiler ve Bakanlık olarak, Hükûmet olarak ve bakanlıklar olarak bir uzlaşma sağladığımızı ve Karayollarının ihtiyaçları doğrultusunda bu elemanların kadroya alınmaları konusunda bir değerlendirmeyi tamamlamış bulunuyoruz. Ama ayrıntılarını tabii ki Sayın Başbakanımız açıklayacak. İkinci olarak, diğer kurumlarda muvazaaya konu olup asıl işçi olduğu şeklinde dava kazananlar ise eğer o kurumda elemana ihtiyaç var ise, kadroya ihtiyaç var ise bunların değerlendirilmesi, değil ise tazminatlarının ödenmesi şeklinde; bu, geçmişe dönük, yasa çıkmadan önce geçmişe dönük sıkıntıları kökten çözecek olan bir düzenlemeyi tamamlamış bulunuyoruz” dedi.

Kaynak: IHA

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.