CEVDET YILMAZ: "ULUSLARARASI CAMİADAN YETERİNCE YARDIM GÖRMÜYORUZ"
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kuveyt’te gerçekleştirilen Suriye’ye Yardım Konferansı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye bir nesli kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yeni gelen neslin, çocukların...
31 Mart 2015 Salı 11:43
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kuveyt’te gerçekleştirilen Suriye’ye Yardım Konferansı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye bir nesli kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yeni gelen neslin, çocukların eğitimi bir anlamda en kritik konulardan bir tanesi. Bütün bu konularda öncelikle uluslararası camianın desteğine ihtiyaç var. Bunu yeterince gördüğümüzü söyleyemeyiz” dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kuveyt’te resmi temasları kapsamında katıldığı Suriye’ye Yardım Konferansı’nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında, Suriye’de yaşanan krizin 5. yılına girdiğini kaydeden Bakan Yılmaz, rejimin uyguladığı zulümlerin insani krizlere dönüştüğünü söyledi. 300 bine yakın insanın rejim tarafından öldürüldüğünü, 12 milyon insanın yerinden edildiğini ve 1 milyon insanın yaralandığını söyleyen Cevdet Yılmaz, ciddi yoksulluk altında, işsizlik altına yaşayan bir nüfusun varlığına vurgu yaptı. İşsizlik oranlarının yüzde 60 oranlarına yaklaştığını, Suriye’deki şehirlerin altyapılarının büyük oranda tahrip edildiğini bildiklerini ifade eden Bakan Yılmaz, BM verilerine göre Suriye’nin altyapılarında 200 milyar doları aşkın zarar olduğunu kaydetti. Aşağıdan gelen nesillerin sağlık ve eğitim anlamında ciddi problemler yaşadığını söyleyen Yılmaz, insani ve güvenlik sorununun kalkınma sorununa dönüştüğünü belirtti. Bakan Yılmaz, “Suriye bir nesli kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yeni gelen neslin, çocukların eğitimi bir anlamda en kritik konulardan bir tanesi. Bütün bu konularda öncelikle uluslararası camianın desteğine ihtiyaç var. Bunu yeterince gördüğümüzü söyleyemeyiz. Bu krizin yükünü daha çok komşu ülkeler çekiyorlar. Şu anda Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır’da ciddi anlamda mülteciler var. 4 milyona yakın Suriyeli, Suriye dışında mülteci konumunda. Bunlardan en yüksek oranı Türkiye’de bulunuyor, 17 milyon civarında Suriyeli misafirimiz var. Türkiye olarak biz her türlü hayreti sarf ediyoruz. Bugüne kadar 5.6 milyar dolar civarında harcamamız söz konusu. Sivil Toplum kuruluşlarımızın çabaları söz konusu. Eğitimden sağlığa bütün insani desteklerle ilgili çalışmalar yapıyoruz ve maalesef bugüne kadar uluslararası camiadan ciddi bir destek gördüğümüzü söyleyemeyiz. Diğer taraftan bu tür konferanslar elbette önemli. Sadece insani yardım açısından değil Esed rejiminin yol açtığı bütün tahribatın ortaya konması anlamında da önemli” dedi.
Bakan Yılmaz, konferans sırasında yapılan konuşmalardan uluslararası camianın da bu durumu gördüğünü kaydederek, “Uluslararası camiada görüyor. Esed rejimi gitmeden, bu sorun siyasi anlamda köklü bir çözüme kavuşmadan insani sorunları da bitirmemiz mümkün değil. Her yıl artarak devam eden bir sorundan bahsediyoruz. Burada konuşma yapan bir kişi bunun altını çizdi. Az önce altını örnek vermek gerekirse, ABD temsilcisi şunun altını çok net bir şekilde çizdi. ‘DAEŞ’le mücadele etmek, terör örgütleri ile mücadele etmek Esed’le yan yana gelmek anlamı taşımaz’ dedi. Çok açık bir şekilde pozisyonlarını ortaya koydu. ‘Esed’le bugün işbirliği yapanlar, Esed’in işlediği bütün zulümlere de ortak olmuş olurlar’ gibi bir de güçlü ifade de kullandı. Aslında bu genel anlamda birçok ülkenin de gördüğü, kabul ettiği bir durum. Türkiye bunu öteden beri söylüyordu. Bunu şimdi bir çok ülkenin de ifade etmeye başlamasından memnuniyet duydum doğrusu, az önceki konuşmalardan. İnşallah bugün uluslararası toplumdan, değişik ülkelerden daha yüksek oranda bir destek görürüz. Ama az önce söylediğim gibi işin asıl çözümü oradaki siyasi durumun değişmesi” açıklamalarını yaptı.
Bakan Yılmaz, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yaptığı yardım ile ilgili soruya ise, “Baktığınız zaman komşu ülkelere, Lübnan, Ürdün ve Türkiye en fazla mülteci barındıran ülkeler. Nüfus itibari ile bakarsanız en büyüklük Lübnan’da. Yani kendi nüfusunun 3’te 1’i nispetinde mülteci barındıran bir ülke. Diğer taraftan Ürdün’e baktığınız zaman nüfusunun 5’te 1’i nispetinde mülteci barındırıyor. Türkiye’de de sayı itibari ile en yüksek mülteci var, 1.7 milyon. Bugüne kadar Türkiye’ye gelen destek 300 milyon dolar civarında yani yaptığımız harcamalara göre çok çok düşük bir miktar. Bu konferans sonucundaysa 665 milyon dolar gibi bir beklenti var. Bunun ne kadar gerçekleşeceğini göreceğiz. Ama az önce de söyledim. Yani bunlar bizim yaptığımız harcamalar karşısında çok düşük rakamlar. Tabi ki gönül arzu eder ki bu daha müreffeh ülkeler, gelişmiş ülkeler daha fedakar davransınlar. Bunu maalesef yeterince gördüğümüzü ifade edemeyiz. Ama burada sürekli birilerinin yardımına ihtiyaç duymakta gerçek çözüm değil. Gerçek çözüm bu krizin asıl sebebinin ortadan kalması ve insanların kendi ülkelerinde emin bir şekilde yaşamaları. Bu olmadığı sürece kaç tane konferans da toplansa gerçek anlamda sonuç almak mümkün olmayacaktır” yanıtını verdi.
Kaynak: IHA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.