ÇİLESİ DAHA ÇOCUKKEN BAŞLADI,
Ekmeği suyla ıslatıp çocuğuma yediriyordum'
Çocuğum doğup 8 aylık olduğunda hayatıma başka birisi girdi. Kendisiyle bir arkadaş ortamında tanıştık, onu çok sevdim, aşık oldum. Onun da beni çok sevdiğine inandım. Bana çok iyi davranıyordu. Dedim ki 'Beni gerçekten seven birisi çıktı sonunda'. Sonra benimle evlendi, nikah kıydı. Evlendikten bir buçuk sene sonra sevgiler bitti. Dayaklar, şiddetler, aldatılmalar başladı. Benim bir göz odam, bir karyolam bir de teneke sobam vardı.
O da taksicilik yapıyordu, eve çok uğramazdı, bana ara sıra para bırakırdı ama yetmezdi çünkü onunla yaptığım evlilikten de bir kız çocuğum oldu. Sokağa çıkar şişe toplardım, bakkala götürürdüm, onun karşılığında ekmek ya da yumurta alabiliyordum... Ekmeği suyla ıslatıp çocuğuma yediriyordum, çünkü başka bir şey yoktu, çocuğum açtı. Küçük olan çocuğum da bir şey yiyemiyordu çünkü yeterli beslenemediğim için sütüm gelmiyordu. Beni kimse sevmedi, yardım etmedi, inanmadı. Çok mücadele verdim...
'Meğer genelev patronuymuş''
Yine kocamın eve hiç uğramadığı bir dönemdi. Onun arkadaşıyla karşılaştım, arkadaşı 'Abla uzak dur o adamdan, onun başka bir karısı ve kızı daha var' dedi. Eşime hesap sordum, o da ikinci bir hayatı olduğunu ama beni tercih ettiğini söyledi. Sonrasında eve daha sık gelip gitmeye başladı, meğer gözümü boyamak istemiş, beni geneleve satma düşüncesi varmış. Bir gün dedi ki 'Benim bir arkadaşım var, hanımıyla birlikte çalışıyorlar, çok lüks bir evleri var, sen de öyle yaşamak ister misin?' dedi.
Ben de 'Neden istemeyeyim, çocuklarımın daha güzel bir hayatı olsun' dedim. 'O bayanla çalışmak ister misin? İnsanlarla muhabbet ediyor, iletişim kuruyor sadece' dedi. Beni aldı Bursa'ya götürdü, şık giyimli bir adam geldi, 'Kızımız bu mu?' dedi. Ben de epey ürkeğim, çünkü çok zor şeyler yaşadım. Meğer o adam genelev patronuymuş... Eşim 'Seni evine götürecekler, ben arkadaşla bir yere gideceğim' deyip beni onlara bıraktı. Bunlar beni geneleve getirdi.
''İğrenç günlerdi”
Bir bahçede bir sürü ev vardı. Renkli renkli ışıklar, çıplak bayanlar vardı. Herkes dans ediyordu, camın dışında büyük bir erkek kalabalığı onları izliyordu. Sonra 'Abla' dediğimiz bayan beni yazıhanesine aldı. 'Bir şey yer misin?' dediler, ben de yemek istemedim, eşim gelecek zaten diye.
Gözümü açtığımda sabahtı, yemeğe ne attılarsa uyumuşum. Ben hâlâ eşim gelecek sanıyorum. Günlerce uyukladım, bana ne veriyorlardı bilmiyorum, uyku esnasında benimle bedensel faaliyetler yaşandığının da farkındaydım. Eşim aradı beni, bir süre orada çalışmamı söyledi. Ben de istemediğimi, insanların benimle ilişkiye girdiğini anlattım, telefonu suratıma kapattı. Her gün işkence çektim, dövdüler, yemek vermediler... İğrenç Gökhan bey... İğrenç!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım