ERKEN TEŞHİS YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR
Son yıllarda, basın organlarında; beyin tümörleriyle ilgili olarak eskiye oranla daha sıklıkla yer alan haberlerin bu hastalığın yaygınlaşmasından değil, tıp teknolojisinin gelişmesinden kaynaklandığı...
08 Nisan 2015 Çarşamba 06:33
Son yıllarda, basın organlarında; beyin tümörleriyle ilgili olarak eskiye oranla daha sıklıkla yer alan haberlerin bu hastalığın yaygınlaşmasından değil, tıp teknolojisinin gelişmesinden kaynaklandığı belirtildi. Birçok hastalıkta olduğu gibi beyin tümörleri için de erken teşhisin önemine dikkat çeken Adana Özel Avrupa Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İkram Argun Kavuncu ,"Son yıllarda beyin tümörü artmadı. Ancak gelişen tıp teknolojisi sayesinde tümörler daha kolay tespit edilmeye başlandı” dedi.
SİNİR SİSTEMİ ÇALIŞMA DÜZENİNİ AKSATIR
Op. Dr. İkram Argun Kavuncu, kafatası içerisinde yer alan beyin dokusu, sinirler ya da beyin zarlarını oluşturan bir hücre grubunun kontrolsüz ve anormal bölünmeyle çoğalması sonucu oluşan kitlelerin genelde beyin tümörü olarak adlandırıldığını ifade etti. Kavuncu, "Kafatası gibi sert, esnek olmayan bir koruyucu içinde sabit bir hacimde bulunan beyin dokusu, kan ve omurilik sıvısının oluşturduğu kafa içi basınç dengelerinin büyümekte olan bir yabancı dokunun yol açtığı basınç artışıyla bozulması özellikle sinir sisteminin çalışma düzenini aksatır. Oluşan kitlenin yeri ve büyüklüğünün yol açtığı kafa içi basınç artışı yanında kontrolsüz olarak çoğalan hücre grubunun beyin dokusunu istila etmesi, elektrik uyarımını aksatması ya da baskı sonucu sinirsel iletimi bozmasıyla belirti ve bulgular ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
BEYİN TÜMÖRLERİNİN OLUŞMA NEDENLERİ
Op. Dr. İkram Argun Kavuncu, sözlerine şöyle devam etti;
"Beyin tümörlerinin oluşmasına neden olan normal bir hücredeki değişimin kendisi iyi bilinmekle birlikte bir hücrenin neden hayatın bir döneminde ilkel haline dönerek kontrolsüz bir çoğalma özelliği kazandığı bilinmiyor. Travma, virüs, ailevi yatkınlık gibi etmenleri ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar mevcut. Bazı tümörler belirgin bir biçimde ’embriyonal’ ve doğumsal olabilirken, bazıları da yaşamın ileri evrelerinde ortaya çıkar."
EN KÖTÜ BEYİN TÜMÖRÜ "GLİOBLASTOME MULTİFORME"
Birincil beyin tümörlerinde, yetişkinlere en fazla zararı bu tümörlerin verdiğini dile getiren Op. Dr. Kavuncu, "Glioblastome Multiforme tümörler, hızlı büyür ve yakınındaki dokulara yayılır. Hızlı büyüyen astrosit denilen yıldız şeklindeki destek hücrelerinden kaynak alan kötü huylu bir beyin tümörüdür. Çabuk yayılır hızlı büyür ve komşu beyin dokusuna yayılır. Birkaç çeşit hücrede beraberinde bulunur. Yetişkinlerde sıklıkla beyin hemisferlerinde özellikle de frontal ve temporal loblara yerleşirler. Genellikle 40-60 yaş aralığında erkeklerde daha sıklıkla görülür" diye konuştu.
HASTANIN YAŞAM VE KALİTE SÜRESİNİ UZATMAK MÜMKÜN
Glioblastome Multiforme hastasının yaşam süresini ve kalitesinin uzatmanın mümkün olduğuna değinen Adana Özel Avrupa Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İkram Argun Kavuncu, "Hastaya Glioblastome Multiforme teşhisi koyulduktan sonra hasta belirli kriterlere uygun ise cerrahi tedavi ile hastaya zarar vermeden mümkün olduğu kadar tümör çıkarmak esastır. Bu sayede hasta yaşam kalitesi daha artacaktır. Bununla beraber yüksek dereceli tümörlerde yıldızdaki hüzmeler gibi normal doku içine giren kollar olması sebebiyle tamamen çıkarmak zor olmaktadır. Tümör tamamen çıkarılamasa bile tümör hücrelerinin sayısını ve hacmini azalttığı için cerrahi tedavide çok önemli yer tutmaktadır. Birçok beyin cerrahı tümörün yüzeye en yakın yerine kraniotomi yaparak kafa tasını açar. Radyoterapinin amacı normal dokuya zarar vermeden çoğalan tümör dokusunu öldürmektir. Bölünerek yapılan tedavi sayesinde tedavi aralıklarında normal dokuların kendini tamir edebilmesine rağmen tümörlü dokuların tamir edememesi felsefesine dayanmaktadır. Bu tekrarlama tümör tipine göre 10 ya da 30 kez günde bir defa olmak üzere tekrarlanarak yapılır. Bu ilave tedavi ile hastaya yaşam süresi ve kaliteli yaşam sağlanabilir. Ama her ne kadar tedavi yapılsa da hastanın ömrü 6 ay ile 12 ay arasında değişmektedir" dedi.
Kaynak: IHA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.