GÖZLERDE BAHAR ALERJİSİNE DİKKAT

Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. U. Emrah Altıparmak, bahar aylarının gelmesiyle birlikte gözlerde bahar alerjilerinin arttığını belirterek, “Aşırı kaşınma ve kapaklarda şişl...

Gözlerde Bahar Alerjisine Dikkat

04 Nisan 2015 Cumartesi 08:23

Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. U. Emrah Altıparmak, bahar aylarının gelmesiyle birlikte gözlerde bahar alerjilerinin arttığını belirterek, “Aşırı kaşınma ve kapaklarda şişlik gibi durumlarda soğuk kompresler uygulanmalıdır” dedi.

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. U. Emrah Altıparmak, bahar alerjisinin bahar aylarında artan çiçek tozlarının (polenlerin) etkisiyle alerjik bünyesi olan kişilerde burunda tıkanma ve sulanma, ciltte döküntü ve kaşınmalarla başladığını ve bazı kişilerde buna ek olarak gözlerde kaşınma, sulanma, kırmızılık gibi şikayetlerin baş gösterdiğini söyledi. Bahar alerjisinin tanısının tipik yakınmalar ve öykü ile konabileceğini kaydeden Altıparmak, “Hastalar bahar aylarının gelmesi ile birlikte gözlerinin yanmaya ve sulanmaya başladığını belirtirler. Gözlerde ışığa hassasiyet de görülür. Ancak olmazsa olmaz diyebileceğimiz bulgu ’kaşıntı’ dır. Kaşınma yoksa alerjiden söz etmek doğru olmaz. Tipik öykü ile başvuran hastanın bir Göz Hekimi tarafından yapılacak muayenesi ile tanı kolaylıkla konabilir. Göz bağışıklık sistemi oldukça güçlü bir organdır. Pek çok farklı bağışıklık yanıtı verebilir, böylelikle hastalıklardan kendisini koruyabilir. Öte yandan güçlü savunma sistemi bazı etkenlerle karşılaştığında aşırı yanıtlar da gösterebilir. Böyle bir durumda gözde oluşan bağışıklık yanıtı, karşılaşılan etkene oranla çok daha fazla rahatsız edici bir klinik tablo ortaya çıkarabilir. Alerji buna iyi bir örnektir. Bahar Alerjisi herkeste görülebilir. Ailede alerji (atopi) öyküsü bulunan kişilerde yatkınlık daha fazladır. Ciltte alerji (atopik dermatit), alerjiye bağlı burun akıntısı (alerjik rinit) veya astım öyküsü olan kişilerde daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu kişilerde mevcut hastalıklarıyla eş zamanlı olarak da gözde alerjik bulgular gözlenebilir” dedi.

“ETKİN BİÇİMDE TEDAVİSİ GEREKLİDİR”

Bahar alerjisinin hemen her yaşta görülebildiğini ve 5 ile 20 yaş arası en sık görüldüğü yaşlar olduğunu ifade eden Altıparmak, şunları kaydetti:

“5 yaş altı çocuklarda nadir görülür, kaşınma yakınması yoksa tanıya şüpheyle yaklaşmak gerekir. 11-13 yaşlarında görülme sıklığı pik yapar. Yine bu yaşlarda klinik olarak da alerji en ağır seyrini gösterir. İlerleyen yaşla birlikte alerji bulguları hafiflemeye başlar. Hastalar alerjiyi hisseder ama şikayetlerinin eskisi kadar şiddetli olmadığını ifade eder. Bahar alerjisi genel olarak yaşam kalitesini etkileyen bir hastalık kabul edilebilir. Okul çağındaki çocuklarda gözlerdeki yakınmalar nedeniyle çocukların okul başarısı etkilenebilir. Sürekli gözleri kızarık ve sulanan çocuk arkadaşları tarafından dışlanabilir ve psikolojik olarak olumsuz etkilenebilir. Tedavi bu tür olumsuzlukların önüne geçecektir. Alerji nedeniyle sürekli göz kaşımanın gözün Kornea (saydam tabaka) katmanında incelmeye ve bunun da Keratokonus (Korneada koni şeklinde dikleşme ile seyreden) hastalığına dönüşebildiğini artık biliyoruz. Bu bakımdan erken yaşta alerji yakınmaları olan çocukların doğru ve etkin tedavileri ile Keratokonus hastalığının önüne geçilebilir.

Bazı olgularda da göz kapaklarında aşırı gelişen alerjik yanıt ve yine göz kaşınması nedeniyle Kornea tabakası zarar görebilir, buna Korneal Ülser diyoruz. Bu durum acil bir durum kabul edilir ve etkin biçimde tedavisi gereklidir.”

Altıparmak, bahar alerjisinin tedavisiyle ilgili olarak ise, “Bahar alerjisi göz damlaları ile büyük oranda tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Anti-histamik özellikte göz damlaları, alerji hücrelerinin davranışlarını etkileyen göz damlaları ve kortizonlu göz damlaları hastalığın seyrini büyük oranda düzeltir. Bazı dirençli olgularda farklı damla tedavileri veya sistemik yolla alınacak ilaçlar gerekebilir. Hastalık eğer özellikle belli bir bölgede ortaya çıkıyorsa (o yere ait bitki örtüsüne bağlı olarak) o bölgeye seyahatten kaçınmak önerilir. Aşırı kaşınma ve kapaklarda şişlik gibi şikayetleri azaltmak için soğuk kompresler uygulanabilir” dedi.

Kaynak: IHA

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.