HAYATA GÖZLERİNİ YUMDU
‘Türk Ruhu’ dergisinin patronu ve aynı zamanda bir araştırmacı yazar olan Ali Haydar Öztürk, tedavi gördüğü Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinde vefat etmiştir. Ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek’in hem dava arkadaşlığı hem de ev arkadaşlığı yaptığı Ali Haydar Öztürk, aynı zamanda Milli Görüş hareketinin kurucu isimlerinden biri olarak da tanınıyordu. 1931 Şanlıurfa doğumlu olan Öztürk, Şanlıurfa Lisesi ve Teknik Okul’u tamamladıktan sonra bir süre ticaret hayatına atıldı. Daha sonraki yıllarda ise çeşitli şirketlerde müşavirlik ve yönetim kurulu başkanlığı gibi görevlerde bulundu. BÜYÜK BİR İSİMDİ Ali Haydar Öztürk, lise yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’in fikirlerinden etkilenerek İstanbul’a taşınmış ve “Büyük Doğu” dergisine katkıda bulunmuştur. Bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunmasının ardından Türkiye’ye dönerek çeşitli şehirlerde konferanslar vermiş, uzun yıllar İstanbul ve Ankara’da yaşamıştır. 1997’den itibaren Aydın’da ikamet eden Öztürk, burada kültürel ve sosyal faaliyetlerde bulunmuş, dergiler çıkarmış ve sivil toplum kuruluşlarında görev almıştır. Siyasi hayata da aktif olarak katılan Öztürk, çeşitli partilerde yöneticilik yapmış ve milletvekili adayı olmuştur. Yazıları birçok farklı dergi ve gazetede yayımlanmıştır. “TÜRK RUHU” Türk yazı hayatına önemli katkılarda bulunan Türk Ruhu dergisi, Ali Haydar Öztürk tarafından 15 Aralık 1957 tarihinde İstanbul’da yayım hayatına başlamıştır. Mustafa Abamor’un yazı işleri müdürlüğünü üstlendiği dergi, başlangıçta 15 günlük periyotlarla çıkarken daha sonra haftalık olarak yayımlanmaya devam etmiştir. Siyaset, edebiyat, din, sanat ve kültür gibi geniş bir yelpazede konulara yer veren dergi, toplamda 14 sayı yayımlanmıştır. Türk Ruhu, ilk sayısından itibaren Ali Fuat Başgil, Cahit Tanyol, İsmail Hami Danişmend gibi dönemin önemli isimlerini bünyesinde barındırarak dikkat çekmiştir. Öztürk, derginin ilk sayısında, “Davet” başlıklı sayfada, bu sözleri kaleme almıştı: “Milli idealimizi kurmak için 7’den 70’e manavdan en üstün ilim adamına kadar, herkesi feragat ve fedakarlıkla el birliğine davet ediyoruz. Açılan feza devrinde saniyeleri kıskanarak Türk ruhunu bulmak ve asrın en mütekamil ilim ve sistemiyle teçhiz ederek, gerçek şahsiyetimizi çıkarmalıyız. Yıllar yılı geri kaldığımız ilim kervanına iman ve milli idealimizden aldığımız sonsuz yapıcı bir aşkla yetişmek, madde ile mana sahilini ilmin pırlanta köprüsü ile birbirine bağlamak zorundayız. Bu köprü en üstün ruh planında inşa edildiği gün, Türk Ruhu gerçek şahsiyetini bütün ihtişamıyla kazanacaktır.” ifadelerini eklemişti.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım