İKİNCİ ÖZGECAN OLAYI BÖYLE ÖNLENDİ!
"BAĞIRMAM KURTULUŞUM OLDU" Çığlıkları arasında iki şahsın kendisini yaklaşık 10 dakika boyunca ara sokaklarda minibüsle gezdirdiklerini belirten N.B.Y., şoför ve arkadaşının daha sonra minibüsü yeniden okulun önüne getirdiklerini söyledi. N.B.Y., "Burada korkudan araçtan inemedim. Çok sayıda öğrenci minibüse binince ben de inemedim. Özgür Çocuk Parkı'nda indiğimde zaten çok kötü bir haldeydim ve hiçbir şey hissetmiyordum. Aklıma gelen tek şey, bu olaydan nasıl kurtulabilirim demekti. Elimden geldiği kadar bağırdım. Bağırmam sanırım benim tek çözümüm, kaçışım, kurtuluşum oldu." dedi. Minibüsten iner inmez cep telefonu ile hemen aracın plakasının fotoğrafını çektiğini anlatan N.B.Y., "Bunun arkasını bırakmayacaktım. Çünkü şimdi bana yeltenen, başaramayan, ileride birine yeltenip başarabilirdi ve asla böyle bir şey istemem. Hemen bunların önünü kesmek için plakalarını almam gerekiyordu. Plakadan her şeyin bulunabileceğinin farkındaydım." diye konuştu. "ADALET İSTİYORUM" Adalet isteğini dile getiren N.B.Y., Türkiye'de kadın olmanın zorluğunu şu cümlelerle anlattı: "Türkiye'de bu olaylar o kadar çoğaldı ki, kadın sokakta tek başına gezemiyor. Bu çok büyük bir kayıp, çünkü Türkiye Cumhuriyeti gibi bir yerde yaşıyoruz ve böyle olmaması gerekiyordu. Atatürk bize böyle güzel bir ülke bıraktı ama biz ülkeye yapmadığımız şey bırakmadık. Adım başı bir korku var kadınlarda. Şort giyiyoruz tekme atıyorlar, yolda yürümeye korkuyoruz, otobüse tek başımıza binemiyoruz." şeklinde konuştu. Yaşıtlarına, böyle bir olayla karşılaşmaları durumunda yapmaları gerekenler konusunda önerilerde de bulunan N.B.Y., "Yaşıtlarıma, -umarım hiçbirinin başına böyle bir şey gelmez ama ola ki geldi, çünkü Türkiye'de yaşıyoruz, geldiğinde de- ellerinden geldiği kadar bağırmalarını, seslerini bir şekilde duyurmalarını ve karşılarındaki kişiye zarar vermelerini istiyorum. Çünkü onları durdurmak belki elimizde değil ama yavaşlatabiliriz bir çözüm gelinceye kadar. Çaresi yok ama kaçışı fazla. Elimizden geldiği kadar kendimizi savunmalıyız. Böyle bir şey yaşadığımızda asla saklamamalıyız. Evet, kötü ve utanç verici bir durum ama biz saklanırsak onlar daha da güç bulacak ve yaptıklarını üsteleyecekler. Bir yerden sonra başını alamayacağız ve hiçbir şekilde durduramayacağız onları. O zaman bizim çok büyük kaybımız olacak, onların günü doğacak." ifadelerini kullandı. "PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRÜYORUM" Yaşadığı korkunç olayın ardından psikolojisinin çok bozulduğunu ve tedavi görmeye başladığını belirten N.B.Y., gözyaşlarını tutamayarak şunları söyledi: "Psikolojim tamamen yıkıldı ve gözümü kapattığım anda yaşadığım bütün olay gözümün önüne geliyor. Bir yerden sonra içimde bir şeyin beni yiyip bitirdiğini ve ölmek istediğimi düşündüm ama güçsüz kalmamam gerekiyordu. Bir şeylere tutunmam gerekiyordu. Çok çabaladım, kendi kendime çok uğraştım. Daha sonra psikolojik ve psikiyatrik tedavilere ve haplara başladım. Şu anda tedavi görüyorum. Bunu duyan kişilerin tepkileri daha çok beni yıktı. Bu olayı bir şekilde atlatabilirdim ama duyan kişiler yanıma gelip, aşağılayıcı laflarını söylediklerinde daha kötü oldum. Olaydan daha kötü bir şeydi. Beni anlamalarını değil, sadece yüzüme vurmamalarını beklerdim. Tecavüz edilmediğimi biliyorum, onlar da biliyor ama 'Tecavüz edilen kız sen misin?' diyorlar. İnanın bana, bu olayda en yıkıcı şey varsa bu da onların sözleriydi. Ama pes etmemem, okulu bırakmamam lazım. Okulun da adalet bölümünü seçerek ileride hakim olmak istiyorum. Her zaman olmak istediğim şey buydu ve pes etmeden devam edeceğim. Özellikle yaşadığım bu olaydan sonra bunları yapan kişilerin ceza almasını sağlamak da en büyük istediğim. Böyle bir şey yaşamış bir insanın adaletiyle o insanların karşısına çıkmak isterim." ANNE: HİÇBİR ANNENİN YÜREĞİ YANMASIN N.B.Y.'nin annesi Elife Y. ise kızının başına gelenleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Her cuma okuldan geç çıktığı için kızını karşıladığını dile getiren Anne Elife Y., olay günü de durakta kızını beklediğini, ancak normal dönüş saati gecikince çok telaşlandığını söyledi. Yaklaşık 30-40 dakikalık gecikmenin ardından kızının minibüsten indiğini aktaran Elife Y., "Kızımın okuldan çıkış saate cuma günleri 18.40. O saatte okulun önünden minibüse biner, ben de onu Özgür Çocuk Parkı önündeki duraktan alırım ve eve geliriz. O gün de gittim bekliyorum ama 10-20 dakika geçti kızım gelmedi. Saat 7'yi 10 geçe gibi kızım geldi ama donuk bir vaziyette, iner inmez de hemen koştu aracın arkasından plakasını telefonuyla çekti. 'Anne ne olursun biraz uzaklaşalım' dedi. Caddeyi karşıya geçince olayı anlattı. Biz de hemen karakola giderek polise şikayette bulunduk. İfadelerimiz alındı, savcılığa kadar gitti. Dava açtım. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Asla hiçbir zaman için böyle bir şeyin tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Evlatlarımız için her şey. Hiçbir annenin yüreği yanmasın." şeklinde konuştu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım