İSTANBUL'DA ZEMİN SIVILAŞMASI
Prof. Dr. Dalgıç, dere yataklarının alüvyondan oluşan genç zeminlerle ilgili, "Dere yataklarında deprem sırasında sıvılaşma riski ve taşıma gücü kayıpları gibi sorunlar oluşarak binalara zarar verebiliyor. Eğer bu alanlarda sondaj yapıp, ana kayaya ulaşıp, zemin iyileştirmesiyle binaları yapıyorsak, İstanbul'da vadi yatakları sorun değil. Ama direk bodrum kat yapmadan, zemin iyileştirmesi yapmadan binanızı yaparsanız aynı Maraş, Adıyaman, Antakya'da olduğu gibi bir hasarın ortaya çıkması mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul'da sıvılaşmanın en çok dere yataklarında yaşandığının altını çizen Dalgıç, "İstanbul'da zeminde sıvılaşma özellikle Marmara Denizi kıyıları, boğaz kıyıları, Haliç kıyıları, Karadeniz kıyılarında var. Ayrıca Fatih'te dolgu ve alüvyon zeminler var. Bu nedenle Fatih'in kıyı kenarları biraz sorunlu. Bazı yerlerde 30 metrenin üzerinde dolgu zeminler var. Buralarda yapılmış eski binalar var. Bu binaların ilgili belediye tarafından denetlenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
'Belediyelerde jeoloji mühendisleri sayısını arttırılması gerekiyor'
Prof. Dr. Dalgıç, İstanbul'da zemine uygun binaların yapılmasının, depremde yaşanacak riski en aza indireceğini belirtti.
Binaları yaparken zemin etütlerine dikkat edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Dalgıç, "Binanın temel sistemine ne kadar dikkat edersek yapacağımız yapılar o kadar ayakta kalacaktır. Binaların zemin etütleri sonucunda temel sistemlerini inceliyoruz. Eğer binada radye temel yapılacaksa radye temel yapıyoruz. Bazen radye temel de yapmak yeterli olmuyor. Çok farklı zemin iyileştirme yöntemleri var. Riskli gördüğümüz yapılarda uygun temel sistemini uygulayarak depreme karşı kendimizi hazırlamış oluyoruz. Binayı yaparken zemin ile planı birlikte yapmamız lazım" diye konuştu. Haberimizin devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım