KILIÇDAROĞLU, ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ BAŞKANLARIYLA BİRARAYA GELDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki temel sorunlardan birisinin kaynak sorunu olduğunu belirterek, “O konuda da bir projemiz var. Bütün KOBİ’ler için geliştirdiğimiz bir proje. Ödenen v...
30 Mart 2015 Pazartesi 13:43
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki temel sorunlardan birisinin kaynak sorunu olduğunu belirterek, “O konuda da bir projemiz var. Bütün KOBİ’ler için geliştirdiğimiz bir proje. Ödenen vergi ve sigorta primi kadar ’0’ faizli kredi açılacaktır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, organize sanayi bölgeleri başkan ve temsilcileriyle biraraya geldi. Holiday Inn Otel’de gerçekleşen toplantıya Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak ve Selin Sayek Böke de katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada eğer bir ülke çağdaş uygarlığa ulaştırılacaksa üretenin desteklenmesi gerektiğini belirterek, “Eğer bir ülkeyi dünyada saygın kılmak istiyorsanız o ülkenin katma değeri yüksek ürün üreten ülke olmasını sağlayacaksınız. Sayın Başkan iki temel sorundan söz etti. Suyumuz yok, yolumuz yok. Emin olun siyasetçi olarak utandım. Eğer siz hala sorunların bu bölgesindeyseniz ve siyaset kurumu hala bu sorununuzu çözmemişse kimse kusura bakmasın o siyaset kurumundan bu ülkeye hayır gelmez. Oysa bizim beklediğimiz ne, düşüncemiz ne? Sanayici bu tür sorunlarla asla karşılaşmayacak. Yol ne demek su demek. Şunu hep söyledim yine söylüyorum; bir ülkenin büyümesi için, sağlıklı tutarlı sosyal devlet olması için, uluslararası saygınlığının olması için tek çıkar yol üretimden geçmektedir. Üretim ama nasıl bir üretim. Katma değeri yüksek ürün üretmek zorundadır Türkiye” diye konuştu.
“İŞ GARANTİLİ EĞİTİMİ OSB’ LERDEN BAŞLAYARAK HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Sanayicinin iki temel sorunla karşı karşıya olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Birincisi eleman sorunu, nitelikli eleman sorunu. Eğer katma değeri yüksek ürünü üreteceksiniz nitelikle eleman sorununu çözeceksiniz, ara eleman sorununu çözeceksiniz. Bizim çözümümüz, bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek lisesi kuracağız. Yönetimini OSB yönetimine bırakacağız. Hangi nitelikte eleman istiyorlarsa ona uygun eleman alacaklar. Bütün masraflarını Milli Eğitim Bakanlığı karşılayacak. Üçüncü sınıftan itibaren fabrikada staj görecek. Mezun olduğu zaman da işi hazır olacak. Adı iş garantili eğitim. Bunu yapacağız. İş garantili eğitimi OSB’lerden başlayarak hayata geçireceğiz. Böylece sanayici benim ara elemanım yok kaygısını taşımayacak. Siyasetçilerin vazgeçemediği kişilerden birisi sanayici olmak zorundadır. Türkiye’deki ikinci temel sorunu kaynak sorunudur. O konuda da bir projemiz var. Bütün KOBİ’ler için geliştirdiğimiz bir proje. Ödenen vergi ve sigorta primi kadar ‘0’ faizli kredi açılacaktır. Bundan hem devlet karlı çıkacak hem sanayici karlı çıkacak. Sizden tek isteğim. Biz bu projemizi geniş kitlelere anlatmakta zorlanıyoruz. Ama lütfen gittiğiniz bütün OSB’lerde bunu anlatın. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var, kavgaya değil. Sanayici huzur içinde olursa üretir. Kavganın olduğu bir yerde sanayici üretemez.”
“DÖRT AYAKLI BİR VİZYONUN ÜZERİNE TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEZSENİZ TÜRKİYE BİLGİ TOPLUMU TRENİNİ KAÇIRIR”
“Bizim politikacıların artık akıllarını başlarına alması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, “Dünyadaki gelişmeyi yeteri kadar izleyemezsek, sanayicinin önündeki engelleri kaldırmazsak Türkiye bilgi toplumu trenini kaçırır. Yakalamak çok daha zor olur. Dört ayaklı bir stratejimiz var. Dört ayaklı bir vizyonun üzerine Türkiye’yi inşa etmezseniz Türkiye bilgi toplumunu kaçırır. Birincisi şudur; demokrasi ve hukukun üstünlüğü. Siz ürettiğiniz fabrikanın mülkiyetinden kaygı duymamalısınız. Birisi yarın elimden alacaktır diye kaygı duymamalısınız. Mülkiyet güvencesi olmalı. Yarın birisi gelip size ‘bir dakika makul şüphe var mal varlığına el koydum, makul şüphe var seni hapse attım,’ beni avukat nasıl savunacak. Bunlar olmaz. Birinci ayak budur; hukukun üstünlüğü. Benden farklı insanı ben düşman ilan edemem. Ben ona şöyle bakarım, üretiyorsa baş tacı ederim. İkinci ayak rekabetçi ekonomi. Üçüncüsü stratejimizin, büyümenin, yaratılan katma değerin toplumda adil paylaşılması lazım. Eğer bir yerde açlık, sefalet varsa sanayici rahat edemez, aydınlar rahat edemez. Kazananları korumak ve geliştirmek zorundayız. Bütün bunları rekabetçi ekonomi içinde geliştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Üç alanda duyarlılıkları olduğunu da kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bir kimsenin etnik kimliği siyasete malzeme olmamalı. Bizim temel felsefemizdir. Kimsenin inancı siyasete malzeme olmamalı. Kimsenin yaşam tarzı siyasete malzeme olmamalıdır. Bizim yaşam tarzımızdır. Türkiye siyaseti bundan kaybediyor. İnanç üzerinden, etnik kimlik üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılıyor. Bu sanayiye de zarar veriyor. Toplumun bütünleşmesine zarar veriyor. Biz bunları sağlamak zorundayız, sağlayacağız” dedi.
“BİZİM ANA HEDEFLERİMİZDEN BİRİSİ DE GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’NI ÖZERK KILMAKTIR”
Devletin kurumlarına sıcak siyasetin girmediği alanlar büyüdükçe demokrasinin güçleneceğini anlatan Kılıçdaroğlu, kurum kültürünün önemini vurgulayarak, "Bizde her şeye siyaset müdahale ettiği için, demokrasiyi, sonunda getirdik sandığa gidip oy vermeye bağladık. Onu da nasıl yapıyoruz? Listeyi vatandaşın önüne koyuyoruz, ’bunlara oy vereceksin, vermezsen ayrıca sana ceza yazarım’ diyoruz. Buna ’demokrasi’ diyoruz. Bu demokrasi değildir, kandırmacadır. Biz bu kültürü oluşturmak istiyoruz. O nedenle bizim ana hedeflerimizden birisi de Gelir İdaresi Başkanlığı’nı özerk kılmaktır. Gelir İdaresi Başkanı siyasetçiye kızdı diye bir işadamına ceza kesmemelidir" diye konuştu.
Kaynak: IHA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.