MEMORİAL SAĞLIK GRUBU ANTALYA ONKOLOJİ MERKEZİ BAŞKANI PROF. DR. MUSTAFA ÖZDOĞAN:
Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Türkiye’de yılda yaklaşık 150-200 bin kanser hastasının görüldüğünü belirterek, ‘Kamuoyunda şunu yemeyin, bunu yemeyin...
03 Nisan 2015 Cuma 13:43
Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Türkiye’de yılda yaklaşık 150-200 bin kanser hastasının görüldüğünü belirterek, ‘Kamuoyunda şunu yemeyin, bunu yemeyin kanser yapar’ söylemlerinin ise toplumu hırpaladığını söyledi. Prof. Dr Özdoğan, doğru beslenme şeklinin ise Akdeniz mutfağının olduğunu kaydetti.
Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, "1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası" kapsamında, kanser tedavisi ve korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Türkiye’de yılda 15 ile 200 bin arasına kanser hastasının görüldüğünü açıklayan Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, “Bu ciddi bir rakamdır. Bu sayı azaltılabilir. Bilinçlenme ile kanserinin üçte birini yok edebiliyoruz. Erken tanı ile zararı önlüyoruz” dedi.
Kanserin yaşlılarda olduğu kadar gençlerde de ağır seyredebildiğinin altını çizen Prof. Mustafa Özdoğan, “Kanseri dördüncü evrede yakaladığımız zaman asıl sorunu orada yaşıyoruz. Bir çok kanser türünü neredeyse tamamen yok edemiyoruz. Ama kronik hastalığa çevirebilir miyiz, onunla yaşamasını öğretebilir miyiz, kullandığımız ilaçlar bu yönde gelişiyor. Dördüncü evredeki hastalığa yaklaşımımız bu. Günümüz koşullarında ileri evre pankreas kanserinde eskiye göre iyiyiz ama, sonuçlarımız yüz güldürücü değil. İlerlemiş evrede mide kanseri tehlikesi devam ediyor. İlerlemiş akciğer kanseri çok sayıda ilaç çıkmasına rağmen bizi zorluyor. Lösemi, meme kanseri, kalın bağırsak kanseri, prostat kanseri hemen bir çoğunda önemli gelişmeler var” şeklinde konuştu.
"TOPLUM HIRPALANIYOR"
‘Şunu yemeyin, bunu yemeyin kanser yapıyor’ söylemleri ile toplumun çok hırpalandığını vurgulayan Prof. Dr. Özdoğan, “ Beslenme konusunda toplum çok hırpalanıyor. Kural Akdeniz mutfağı.Tıbbi olarak anlamlı olan beslenme tarzı, sebze meyve ağırlıklı, kırmızı etten fakir, balık ve beyaz etin öne çıktığı beslenme tarzıdır. Zeytin yağının önde olduğu, ekmeğin geride olduğu, işlenmiş tahıllardan uzak kalan bir diyet tarzıdır ve bunu ön plana çıkarmamız gerekiyor. Az yemeli ve az tüketmeliyiz. Az tüketmenin yanında beraberinde spor yapmalıyız. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren fast foodlardan, hızlı gıdalardan uzak kalmalarını sağlamalıyız” dedi.
"DOĞU MUTFAĞINI, AKDENİZ’E ENTEGRE ETTİK"
Prof. Dr. Özdoğan beslenme ilgili olarak ise şöyle konuştu: “Beslenmeyle ilişkili, salamura gıdaların, tuzun, kırmızı etin tüketilmesi Doğu Güney Doğu’dan artık batıya doğru kayıyor. Örneğin, 2000’li yılların başında mide kanserini öğrenemeyeceğim diye düşünüyordum. Antalya bölgesinde mide kanseri görmüyordum. Ama bugün o kadar çok görüyoruz. Çünkü biz, artık Doğu beslenme tarzını Akdeniz’e bile entegre ettik. Oysa bunu tersine çevirmemiz gerekirdi. Doğu’ya gittikçe yutak borusu, mide, kalın bağırsak, karaciğer kanserlerini çok fazla görüyoruz. Hepatite bağlı aşılanmalar daha düşük. Hepatit taşıyıcılığı çok fazla. Beslenme kötü ve mide kanserleri daha fazla.”
"5 YIL ÖNCESİNE GÖRE TEDAVİLER GELİŞTİ"
Kanser hastalığının tedavisinde yeniliklerin hep merak uyandırdığını dile getiren Prof. Dr. Özdoğan, “Son 5 yılda, gerek cerrahi tekniklerde, gerek akıllı ilaçlara, gerekse girişimsel radyolojik yöntemlerde olsun, artık tümörü doğrudan görebiliyoruz, yakabiliyoruz, dondurabiliyoruz. Atardamardan tedavileri verebiliyoruz. Vücudun savunmasını güçlendiren ilaçlar gelişti.5 yıl öncesinde hiçbir çözüm bulunamayan cilt kanserinde bile çok şeyi değiştirdik. O nedenle halkımıza karşı daha alnımız ak ve başımız dik durumdayız” dedi.
"ALTERNATİF TEDAVİLER VAR"
Kanserin hem bireyi hem toplumu hem hekimi yaraladığını ifade eden Prof. Dr. Özdoğan, “Bir hastamızı kaybettiğimiz zaman dostumuzu kaybediyoruz. Çok sayıda tedavi alternatifi var. Bazı kanser türlerinde ise gelişmemiz çok zayıf. Ama biz kanser diyince, en kötü gördüklerimizi, tüm kanser gibi algılıyoruz. Bugün meme kanserinden çok sayıda hastamız kurtuluyor. Kişi biraz bilinçli olup, kendi kendine meme muayenesini yapıp,40 yaşından sonra mamografisini yaparsa, hastalık çok erken evrede yakalanıyor. Ağır bir tedaviye gerek kalmadan yaşamına devam ediyor” diye konuştu.
"BİLİNÇLENİYORUZ"
Toplumun bilinçlenmeye başladığını aktaran Prof.Dr. Özdoğan, “Artık eskisi gibi hastalıktan korkulmuyor. Neler olacağını ve kendini nasıl koruyacağını biliyor. Sigara önemli bir problemdi. Sigara bir çok kanserin oluşmasında etkili. Sigaradan gün ve gün uzaklaşıyoruz. Obeziteyi öğrendik.Önümüzdeki 10 yıl içinde obezite konusunda ciddi yol alacağız. Toplum bilinçleniyor. Görüntüleme teknikleri çok gelişti. Cerrahi imkanlar eskisi kadar ağır yaralar vermiyor. Hastalarımıza karşı artık daha güçlüyüz” dedi.
Kaynak: IHA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.