NEYAPTIĞINI ÖĞRENMELİYDİ
Kim ve yabancı kadın hızlı adımlarla yol boyunca yürüyorlardı. Aceleleri varmış gibi görünüyordu ama Kim’in öğretmeni yine de onları hızla takip ediyordu. Emma alnından soğuk terler damlarken telefonla konuşmayı sürdürüyordu. Sırt çantasından gelen görüntüler kısıtlıydı ama arada sırada duruma dair bir şeyler yakalabiliyordu.
“Şimdi neredeler? Eski bir manastır görüyorum!” dedi Emma telefonda. Öğretmen görüntüleri doğruladı. Kim ve yabancı kadın manastırın içine doğru yürüdüler ve geniş kapıların ardında gözden kayboldular. Camları lekeli pencerenin altında kendine bir yer buldu ve ne yaptıklarını görmek için içeri bakmaya çalıştı… Bu eski bir binaydı ve belli ki elektronik aletler burada düzgün çalışmıyordu çünkü içerisi belli belirsiz görünüyordu.
Binanın içinde çok fazla hareket vardı. Bir aşağı bir yukarı hareket eden bir sürü gölge gördü. Bu esrarengiz kadın, Kim ile birlikte koridorun sonunda duruyordu. Kadın Kim’in kulağına bir şeyler fısıldadı ve küçük kız diğer gölgelerle birlikte bir odaya doğru koştu. Kim’in öğretmeni o kadar odaklanmıştı ki bir anlığına elinde telefon tuttuğunu unutmuştu. Fakat avucundaki aletten Emma’nın yüksek ve tiz sesini duydu…
“NE OLUYOR? NE GÖRÜYORSUN?”
Kim’in öğretmeni yanıtladı, “Kamerayı boşver, hemen buraya gel!” Shutterstock Emma ne kadar vakti olduğunu bilmiyordu. Kamera görüntülerinin olduğu Ipad’ini koltuğa attı ve arabasına koştu. Lastiklerinden tiz bir ses çıkaran araba manastıra doğru yola koyuldu. Emma’nın kafasından binlerce korkunç senaryo geçiyordu ve hiçbiri mutlu sonla bitmiyordu.
Haberimizin devamını okumak için fotografa dokunarak diğer sayfaya geçebilirsiniz
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım