SAĞLIK ÇALIŞANI BÜŞRA
SAĞLIK ÇALIŞANI BÜŞRA
NİSA MİHRİBAN’A BIRAKILAN O MEKTUP
Hemşireler ve Büşra Durmaz tarafından Nisa Mihriban’ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, “Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara’nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına ‘Güneş’ dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin” gibi ifadeler yer aldı.Göreve geldim ve saat 2 civarında bakmış olduğumuz bölgeden bir ihbar geldi. İhbar doğrultusunda adrese gittiğimizde boş bir araziye bırakılmış bebek olduğunu öğrendik. Olay yerine vardığımızda polis ekipleri olay yerindeydi ve bebeği polis aracının içine almışlardı, biz bebeği onlardan teslim aldık. Aracın içine aldık, ilk muayenesini yaptığımızda hayati tehlikesi yoktu bebeğin. Bir emme refleksi vardı, meme arıyordu ağzıyla sürekli sağa sola başını çeviriyordu ve emmek istiyordu. Ben de bu isteğini karşılıksız bırakmak istemedim, 14 aylık bir bebeğim var. Hala emziriyorum, dolayısıyla bebeği aldım ve emzirdim. Hastaneye getirdik ve bebeği burada doktorlara teslim ettik.
Saat 3 buçuk gibi görevim bitti, görevim bitince tekrar ziyaret etmek istedim. Bu esnada çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde bebeğin bulunduğu ihbarını yapan beyefendiyle görüşmüşler. O nisan ayı geldi diye ‘Nisa’ ismini vermek istemiş. Sütannesi olduğum için benim de isim vermemi istediler. Ben de kendi kızımın ismi Bade Mihriban, o yüzden onun ikinci ismini taşımasını istedim. Nisa Mihriban olarak adını belirledik. Ayşe hemşirenin soy ismini verdik. Ertesi gün tekrar ziyaretine gittim, tekrar görmek istedim onu.
“ÇOK AĞLADIM, DAYANAMADIM”
Sevki yapılacaktı Çocuk Esirgeme Kurumu’na, daha sonra Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim ettik. Olay böyle gerçekleşti. Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti. Emzirdikten sonra bir bağ oluştu, sürekli görmek istedim. Kendim bırakmak istedim kuruma, bundan sonra da görüşeceğim süt kızımla.
“ŞU AN DURUMU İYİ”
Görevlilerle konuştuk ihtiyaçları gidermek konusunda. Şu an durumu iyi, sadece yüzünde yaralar vardı. İnşallah daha iyi olacak.
Hemşireler ve Büşra Durmaz tarafından Nisa Mihriban’ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, “Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara’nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına ‘Güneş’ dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin” gibi ifadeler yer aldı.Göreve geldim ve saat 2 civarında bakmış olduğumuz bölgeden bir ihbar geldi. İhbar doğrultusunda adrese gittiğimizde boş bir araziye bırakılmış bebek olduğunu öğrendik. Olay yerine vardığımızda polis ekipleri olay yerindeydi ve bebeği polis aracının içine almışlardı, biz bebeği onlardan teslim aldık. Aracın içine aldık, ilk muayenesini yaptığımızda hayati tehlikesi yoktu bebeğin. Bir emme refleksi vardı, meme arıyordu ağzıyla sürekli sağa sola başını çeviriyordu ve emmek istiyordu. Ben de bu isteğini karşılıksız bırakmak istemedim, 14 aylık bir bebeğim var. Hala emziriyorum, dolayısıyla bebeği aldım ve emzirdim. Hastaneye getirdik ve bebeği burada doktorlara teslim ettik.
Saat 3 buçuk gibi görevim bitti, görevim bitince tekrar ziyaret etmek istedim. Bu esnada çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde bebeğin bulunduğu ihbarını yapan beyefendiyle görüşmüşler. O nisan ayı geldi diye ‘Nisa’ ismini vermek istemiş. Sütannesi olduğum için benim de isim vermemi istediler. Ben de kendi kızımın ismi Bade Mihriban, o yüzden onun ikinci ismini taşımasını istedim. Nisa Mihriban olarak adını belirledik. Ayşe hemşirenin soy ismini verdik. Ertesi gün tekrar ziyaretine gittim, tekrar görmek istedim onu.
“ÇOK AĞLADIM, DAYANAMADIM”
Sevki yapılacaktı Çocuk Esirgeme Kurumu’na, daha sonra Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim ettik. Olay böyle gerçekleşti. Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti. Emzirdikten sonra bir bağ oluştu, sürekli görmek istedim. Kendim bırakmak istedim kuruma, bundan sonra da görüşeceğim süt kızımla.
“ŞU AN DURUMU İYİ”
Görevlilerle konuştuk ihtiyaçları gidermek konusunda. Şu an durumu iyi, sadece yüzünde yaralar vardı. İnşallah daha iyi olacak.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım