UZMAN İSİM AÇIKLADI!
Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop, halk arasında küçük çaptaki depremlerin facialarla sonuçlanabilecek sarsıntıları engellediği ve ötelediği gibi algının da doğru olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu küçük şiddetli depremlerin büyük depremleri önlediği algısı doğru değil. Çünkü depremlerdeki hem yıkıcılık hem de büyüklük logaritmik olarak değişiyor. Örneğin; biz 5 büyüklüğündeki depremin yıkıcılığını 1 olarak kabul ediyoruz, 6 büyüklüğündeki deprem onun 10 katı, 7 büyüklüğündeki deprem onun 100 kat, 8 büyüklüğündeki deprem ise 1000 katı. Dolayısıyla 4 büyüklüğündeki bir deprem 7 büyüklüğündeki depremin enerjisini boşaltabilmesi mümkün değil. Bunun gibi aynı anda aynı noktada yaklaşık 1000 tane deprem olması gerekiyor. Yani bu konu doğru değil.”
‘HASTANE HEM FAY HATTINA YAKIN HEM DE ZEMİNİ KÖTÜ’
26 Temmuz’daki depremin en çok hissedildiği Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nin sarsıntının merkez üssüne yakın olduğunu kaydeden Kop, “Fay; Gölbaşı’ndan çıkıyor, Balkar’dan göllerin hemen yanından Kartal köyüne doğru geliyor. Kartal köyünün hemen doğusunda Uzunalan var. Uzunalan’dan geçip Çiğli köyüne, Tevekkelli, Öksüzlü, buradan Türkoğlu’na kadar devam ediyor. Zaten fay oradan geçiyor, fayın kırığı orada. Şehir Hastanesi de oraya oldukça yakın konumda, oraya yaklaşık 3- 3,5 kilometre gibi bir uzaklığı var ve o alanlardaki zemin özellikleri çok önemli çünkü Şehir Hastanesi’nin olduğu alandaki zemin oldukça kötü. Yani hem alüvyonlar var, onun altında da kaya olarak bozuşmuş kayalar var. Yani bunlar çok sağlam kayalar değil. Zemin de çok kötü bir zemin olduğu için bunlar depremin etkisini büyütebiliyorlar. Bu nedenle de Şehir Hastanesi’nde bu çok fazla hissedildi. Bu, oradaki zeminin kötülüğünden kaynaklanıyor. Yine aynı şekilde Tevekkelli civarında da yüzeyde alüvyonlar ve onların altında bozuşmuş kayalar var. O yüzden de zemin kötü olduğu için depremin etkisini büyütüyor” ifadelerini kullandı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım