YENİDOĞAN ÇETESİ
Soruşturma sonucunda 47 kişi suçlandı. Bu kişiler arasında doktorlar, hemşireler ve hastane yöneticileri yer alıyordu. Çetenin profesyonel bir şekilde organize olduğu ve devletin sağlık sistemini kazanç kapısı haline getirdiği anlaşıldı. Ayrıca, çetenin "pasif ötanazi" uygulayarak bebekleri tedavi etmeden ölüme terk ettiği ortaya çıktı.
Peki Bu Olayın Sonucu Ne Oldu?
Yenidoğan Çetesi skandalı, Türkiye’nin sağlık sistemine olan güveni derinden sarstı. Sağlık çalışanlarının bebekleri maddi kazanç uğruna feda etmesi, toplumda büyük bir öfke ve infial yarattı. Zeynep Hanım ve diğer mağdur ailelerin adalet arayışı sonucunda savcılık harekete geçti. Bu süreç sonunda, çete üyeleri hakkında toplamda 1775 yıl hapis cezası istendi.
Peki Bundan Sonra Ne Olacak?
Bu skandalın ardından, Türkiye’de sağlık sektörüne yönelik reform talepleri gündeme geldi. Özellikle yoğun bakım ünitelerinin daha sıkı denetlenmesi ve SGK’nın ödeme sistemlerinin daha şeffaf hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Yenidoğan Çetesi skandalı, bebeklerin hayatlarını kazanç uğruna feda eden bir çetenin yok edilmesiyle sonuçlandı, ancak geride kalan ailelerin acısı hala taze.
Tüm yurtta özel hastanelerde bebeğini kaybeden ancak yaptıkları şikayetlere ve ihbarlarına yanıt alamayan acılı aileler İstanbul'da ortaya çıkan çeteye benzer çeteler nedeniyle bebeklerini kaybetmiş olmaktan endişe ediyor. "Yenidoğan çetesi" benzeri yapıların Niğde, Sakarya, Kocaeli ve Antalya'da da aynı yöntemlerle haksız kazanç elde ettiği ve bebek ölümlerine neden olduğu yönündeki iddialar gündemde.
"32 HAFTALIK BEBEK DOĞUMUNDAN 40 GÜN SONRA HAYATINI KAYBETTİ"
Kocaeli'de yaşayan İbrahim Altan'ın eşi 23 Nisan'da Kocaeli Üniversitesi Hastanesi'nde erken doğum yaptı. 32 haftalık iken doğan bebek Zümranur Altun burada yemek borusundan ameliyat oldu. Ancak burun delikleri kapalı olduğu için bir ameliyat daha olması gerekti ve 112 aracılığıyla İstanbul'da bulunan Özel F. Hastanesi'ne sevk edildi. Burada çocuğunun yaklaşık bir ay süren tedavi sürecinde pek çok ihmaller olduğu iddiasında bulunan baba İbrahim Altan, "Son olarak kızımı bir kez daha ameliyat etmek istediler. Bu ameliyatı SGK karşılıyordu. Ben karşı çıktım. Sonraki süreçte de kızım vefat etti. Sorumlular yargılansın" dedi.
Kızı hayatını kaybetmeden saatler önce baba İbrahim Altan, CİMER'e şikayet başvurusu yaptı. Altan başvurusunda, "Benim çocuğum erken doğum oldu. Prematüre olarak yemek borusundan ameliyat oldu. Sonrasında burun delikleri kapalı olduğu için İstanbul'da bulunan F. Hastanesi'ne sevk edildikten sonra yemek borusundan ameliyat olduğu için beslenme sondası vardı. F. Hastanesi'nde görevli çocuk doktoru B. E. ilk geldiği gün bilgisiz bir şekilde sondasını çıkardığı için çocuğum bir aydır beslenemiyor. İyi bakılmadığını dile getirdiğimde bizi terslediler. Yalan yanlış bilgilerle, çocuğumuzu emanet ettiğimiz sözde doktor B.E. 'FETÖ'den atılma doktor. Benim çocuğum böyle insanların elinde kalıyor. Doktor ve hastane yönetiminden şikayetçiyim. Çocuğum Zümranur Altan için acilen sevk talep ediyorum. Evladımı bilgisiz ve ülkeye ihanet şebekesinin sahte doktoruna bırakmak istemiyorum. Sesimi duyun, evladım zor durumda" ifadelerine yer verdi. Ancak başvurusundan saatler sonra bebeği Zümranur hayatını kaybetti. Haberin devamıı okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım