Türk ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğuran, kahramanlık hikayeleriyle dolu Çanakkale Savaşları?’nın 100. yılında multimedya destekli yeni nesil dev prodüksiyon ‘’geçilmez’’ izleyicisiyle buluştu. Küçükçekmece Belediyesi’nin destekleriyle hayata geçirilen ve Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde sahnelenecek olan ‘’geçilmez’’ ile Çanakkale Zaferi’yle ilgili yapılmış organizasyonlardan farklı olarak, Çanakkale’nin neden geçilmez olduğu anlatılıyor ve kahraman şehitlerimiz yâd ediliyor.
Geçilmez Gösterisinin 6 Nisan 2015 Pazartesi Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen Galasına İstanbul Valisi Vasip Şahin ve eşi Şeyma Şahin ile birlikte Milletvekili Harun Karaca, Bakırköy Kaymakamı Adem Öztürk, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksü, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ile çok sayıda davetli katıldı.
Yapımcılığını Faruk Boyacıoğlu, danışmanlığını Mevlana İdris ve yönetmenliğini M. Nurullah Tuncer’in yaptığı, bugüne kadar yapılmış en büyük multimedya destekli gösteri olan Geçilmez, 50 oyuncu ve 30 teknik personel olmak üzere toplam 80 kişilik dev kadro tarafından sahnelendi.
2015 yılında 1915 Çanakkale Ruhu’nu anımsatmayı hedefleyen gösterinin sonunda Vali Şahin, Başkan Karadeniz ve Milletvekili Karaca oyuncuları tebrik edip çiçek verirlerken, Nusret Mayın Gemisi’nin maketine de gül bıraktılar.
Konuyla ilgili bilgi veren Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, "Zaferin 100’üncü yılında canlarını hiçe sayan bütün şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Bizler, bütün askerlerimize cepheye mermi taşımış bütün ninelerimize, o kağnıları çeken sarı kızlara bile minnet borçluyuz. Bu savaş kolay kazanılmadı. Her ülkenin tarihinde buna benzer hadiseler yaşanır. Bizler, tüm vatandaşlarımızla bu zaferleri vatan, millet, bayrak sevgisiyle coşkuyla yaşamalıyız. Bu kapsamda Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde sahnelenen özgün ve dev prodüksiyon ‘’GEÇİLMEZ’’i tüm Küçükçekmecelilerle ve İstanbul izleyicisiyle buluşturuyoruz" dedi.
‘’Geçilmez’’ ile 100 yıl önce yaşanılan bu büyük ‘varoluş’ zaferini, içerdiği ruh ve mânâya yakışan bir derinlik, bilinç ve zerafetle anmak ve yaşayan kuşaklara bu değerli tarihî hatırayı mümkün olduğu kadar güçlü aktarabilmek için; Mehmet Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” isimli o büyük destanı ağıtından yola çıkıp, bütün yolculuğu da o büyük ruh ve sesle sürdüren bir tarihsel performans, bir gösteri, bir görsel şölen olarak hayata geçirildi.
Gösterinin çıkış noktasında; bu büyük askerî zaferin, temelde medeniyetimizin Çanakkale’de topyekün bir varolma savaşının içinden geçtiği, düşmanın da esasen askerî zaferle birlikte medeniyetimize ait tüm değerleri yeryüzünden silme bilinciyle saldırdığı gerçeği temel yol haritası oldu. Çanakkale Savaşını “hatırlama/ya’detme” performansı olan ‘’Geçilmez’’ gösterisinde, Mehmet Akif’in kodlarını verdiği değerler manzumesi yanında, anlatı tekniklerinin imkânları zorlanarak heykel, çini, desen, gravür, rölyef, mimari, resim, ebru, hat gibi sanatlardan da aktif olarak yararlanıldı. O günkü milletimizin manevî/estetik/folklorik değerleri bir bütün olarak performansın duygusal arka planını oluşturdu. Mehmet Akif dışında, döneminin üç kıtaya hükmeden son padişahı Abdülhamit Han ve bir Osmanlı kurmay subayı olan Mustafa Kemal, sahnedeki ana karakter olarak yer aldı. Çanakkale Savaşı’nın önemli tüm unsurlarına yer verilen gösteride İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Winston Churchill, Nusret mayın gemisi, Seyit Onbaşı, Kınalı Hasan, annesi ve evlenemediği Elif, coğrafyamızın her yerinden herkes sahnede belirir.
Sahnenin merkezinde Çanakkale Şehitleri anıtı ve dev bir açılmış kitap maketi yer alır. Her şeyin içinden çıktığı bir metafor olarak kullanılan bu kitabın ayracında beliren Mehmet Akif, tarihin içinden çok zamanlı bakışlarla bu milletin vicdanını/ruhunu okur ve yazar.
İnsanın zalimliğini de, savaşın dehşet yüzünü de sahneye taşıyan ‘’Geçilmez’’ temelde bunun medeniyetler arası bir hesaplaşma olduğunu hiç unutmadan. Çanakkale ruhunu ve ikiyüzellibin canın anlamını hiç ıskalamadan hazırlandı. ‘’Geçilmez’’ ile acı ve onurdan oluşan bu eşsiz tabloyu örten 100 yıllık bir zaman sisinde Mehmet Akif’in büyük şiiri eşliğinde, yaşananlara sanat aracılığıyla üfleyerek bakmaya, anlamaya ve anlatmaya çalışılıyor.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.