Türkiye’yi uluslar arası turnuvalarda sayısız kez temsil etti ve derecelerle elde ettiği şampiyonluğunu kupalarla taçlandırdı. Gönül verdiği spor hayatına sponsor bulamayınca uçak biletinden otel masrafına kadar kendi cebinden karşıladı. Buna rağmen yılmadı hatta emeklilik ikramiyesinden aldığı 50 bin TL’yi turnuva masraflarını karşıladığı kredi kartı borçlarına yatırdı. Türkiye’nin bedensel engelli ilk su altı sporcusu, yamaç paraşütçüsü ve kayakçısı Gülçin Erdiş, İstanbul’da şimdilerde rafa kaldırdığı kupaları içinde hayat mücadelesi verdiğini söyledi. Türkiye’de bedensel engelliler için özel kayak aparatlarının mevcut olmadığını açıklayan Erdiş; "Hala kayak sevdam bitmedi ama sözün bittiği yerdeyim" dedi.
Türkiye’ye ilkleri yaşattı ama hayat mücadelesi hem yürek burktu hem de ‘helal olsun’ dedirtti. Türkiye’nin bedensel engelli ilk su altı sporcusu, yamaç paraşütçüsü, tenisçisi ve kayakçısı. Engeline aldırmadan on parmağında on marifetin ismi olan Gülçin Erdiş spor yaşantısı boyunca hep objektiflerin önünde oldu ama uzun süredir İstanbul’daki evinde sessizce hayat mücadelesi veriyor. Gazetelerin bir zamanlar ‘yürüyemiyor ama yapamadığı spor yok’ başlıkları ile manşetlere taşınan Erdiş, Uludağ’da katıldığı bir turnuvada kayak aparatını Dünyaca ünlü kayakçı rahmetli Harald Guldahls’ın getirdiğini ancak daha sonra kendisi ile beraberinde götürdüğünü belirterek çok sevdiği kayağa ara vermek zorunda kaldığını söyledi.
"GEÇİMİMİ ZOR SAĞLIYORUM"
Turnuvalar soyunca yaşadıklarını ve kayak yapmaya duyduğu özlemini anlatan Erdiş; “Anons seslerini duyuyordum ve ‘evet Türkiye’de bir ilk gerçekleşiyor Gülçin Erdiş isimli sporcumuz Türkiye’nin ilk bedensel engelli kayakçısı olarak aramıza katılacak birazdan’ deniliyordu. Türkiye’nin ilk bedensel engelli kayakçısı oldum ve hala tekim hala daha yok. Yurtdışından kayakçılar getiriliyor burada kaydırılıyor ama Türkiye’de maalesef ikamet eden yaşayan bir sporcumuz yok. Kayak o gün orada bırakılmak zorunda kaldı çünkü ben Harald Guldahls’ın kayağı ile kayıyordum. Türkiye’de bu kayaklardan yok. Nereden alınacağı konusunda araştırma yapan yok. Buluyorsunuz büyük rakamlar. Yurtdışından gelip sizin ölçülerinizi almaları gerekiyor. Çünkü bütün spor aletleri engellilerde ölçülere göre özel yapılmak zorunda. Buldum diyelim kim ödeyecek o kadar dünya kadar parayı. Çünkü ben zaten kendi geçimimi zor sağlıyorum. Ekstra bir param yok ki kayak alayım. İstedim birilerinden basının önünde evet denilip gerçekleştirilmeyen sözlerdi bunlar. Bekliyor hala kayak sevdası beni” dedi.
“KREDİ KARTI İLE EKMEK ALACAK DURUMA GELDİM”
Yaptığı sporlarla başarısı sınırları aşan ancak Milli Takım kadrosunda olmadığı için turnuva ve müsabaka masrafları için çok kapı çaldığını ancak her defasında, ‘bizim de paramız yok ki biz kendimizi zor idame ettiriyoruz’ cevabı ile karşılaştığını belirtti. Bir dönem masraflarını kendi imkanları dahilinde karşıladığını açıklayan Erdiş bunun beraberinde zor günleri getirdiğini belirterek, “İlk zamanlar bunların masrafını kredi kartı ile karşılamaya başladık. Ekmek almak için bile cebimizde paramız olmuyordu gidip kredi kartı ile yanında bir şey daha alıyorduk ki bir tek ekmek aldığımız belli olmasın teklif de edemiyorduk ki ayıp olmasın diye. Mecruben 19 yıl çalıştığım belediyeden emekli oldum ve emekli ikramiyemi borçlarıma yatırdım. Ben 50 Bin TL gibi bir rakamı spor hayatıma feda ettim. Turnuvaları izlediğimde ya da davetler geldiğinde düşünüyorum yapabileceğim bir şey yok. Çünkü artık verebileceğim bir emekliliğim yok. Sözün bittiği yer” dedi.
“ENGELLİ SPORCULAR YIPRANMADAN SPOR YAPABİLSİNLER”
Şimdilerde özel bir üniversitede çalışarak geçimini sağlamaya çalıştığını dile getiren Erdiş, kazandığı kupalara bakarak hissettiklerini şu sözler ile özetledi: “ Enerjisini rafa kaldırmış, mutluluğunu rafa kaldırmış saklamış bir sporcuyum. Keşke Türkiye’de engelli sporcular bu kadar yıpranmadan maddiyat düşünmeden spor yapabilseler.”
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.