Son haftalarda İran’da yaşanan değişime dikkat çeken DESAV (Dünya Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı) Başkanı Prof. Dr. Ünsal Ban, “Komşu ülkeler siyasi ve ekonomik açıdan ne kadar güçlü ise bölgedeki huzur ortamı da o kadar güçlü olur” dedi.
İran’da siyasi değişimin sonrasında başlayan hareketin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ünsal Ban, huzur ortamının ülkeler arasındaki ticari ilişkilere olumlu yansımaları sayesinde bölgesel gelişim süreci de hızlandırdığını vurguladı. DESAV Başkanı Ban “Suriye, Irak ve Rusya’daki politik sorunların ülkemizi ne denli olumsuz etkilediğini görüyorsunuz. İran da sorunlarla boğuşan bir ülke. Bu önemli komşumuzun yaşadığı, yaşattığı sıkıntılar haliyle bizi de olumsuz yönde etkiliyor. Ülke olarak son 13 yıllık süreçte sorunları azaltmanın, huzuru çoğaltmanın gayreti içinde olduk. İran’la ilişkilerimize de hep bu çerçeveden baktık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta içinde İran’a yaptığı ziyaret, Türkiye-İran ilişkileri konusunda ülkemizin politikasını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bilindiği üzere, İran’ın nükleer silah üretme kabiliyetinden vazgeçmesi durumunda, ülkeye uygulanan ekonomik yaptırımlar son bulacak. Böylece, ekonomik açıdan önü açılacak olan İran’ın diğer ülkeler ile olan ticari ilişkileri artacak ve dış ticaret hacmi yıllık bazda 250 milyar dolarlık bir düzeye çıkacak” ifadesini kullandı.
TÜRK ŞİRKETLERİ İÇİN AVANTAJ
İran ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilere de dikkat çeken Prof. Dr. Ünsal Ban “İran pastasından en büyük payı alacak olan ülkelerden biri de Türkiye. 2013 yılı rakamlarına göre İran’ın ilk 3 ticaret ortağı; 41 milyar dolar ile Çin, 31 milyar dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri ve 16 milyar dolar ile Hindistan. Türkiye 4. sırada geliyor, 2014 yılı itibariyle 13,7 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. İran ile olan ticari ilişkilerimizin ithalat tarafını enerji, ihracat tarafını ise inşaat sektörü ve gıda oluşturuyor. Ambargolara rağmen yaklaşık 14 milyar dolarlık ticaret ilişkimizin olduğu İran’a coğrafi açıdan da yakın olmamız, ülkemizin İran’daki normalleşme sürecinden kârlı çıkacağına işaret ediyor. Bu kapsamda, gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve otomotiv yedek parçaları başta olmak üzere, ambargoların kaldırılacağı alanlarda Türkiye açısından ciddi bir ihracat imkânının oluşacağı karşımıza çıkıyor. Aynı şekilde, İran’daki alt yapı işlerinin önemli bir bölümünü bizim şirketlerimiz alabilir, yatırım ortamı rahatladığında çok önemli fırsatlar çıkabilir. Ticari ilişkilerin sıcak tutulduğu İran ile kültürel anlamda da ortak yanlarımızın bulunması, ihale süreçlerinde Türk şirketlerinin ön plana çıkacağına işaret ediyor” diye konuştu.
TÜRKİYE GÜÇLENECEK
Ambargolar nedeniyle 1 milyon varil kadar petrol ihracı yapabilen İran’ın petrol ve doğalgaz pazarına tüm gücüyle dönmesi ile birlikte Türkiye’nin “Enerji Köprüsü” rolünün güçleneceğini ifade eden Prof. Dr. Ünsal Ban sözlerini söyle sürdürdü:
“Ukrayna-Rusya anlaşmazlığı sonrasında enerji rotası konusunda ön plana çıkan Türkiye’nin jeopolitik olarak daha da önem kazanacağı anlamına geliyor. Netice itibariyle, Batılı ülkeler ile İran arasında varılan anlaşma kapsamında ambargoların kalkacak olması, ülkemiz açısından olumlu etkiler ortaya çıkaracaktır. Bu süreçte ihracatçılarımız açısından ticaret potansiyeli artarken, şirketlerimiz açısından bölgedeki iş olanakları çeşitlenecektir. Dahası, Batı ile Doğu arasındaki en önemli enerji rotalarından biri olan ülkemizin jeopolitik önemi artacak, bu durum da ülkemize politik anlamda ciddi kazanımlar sağlayacaktır."
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.