“Çözüm süreci” çerçevesinde “gözlemci heyeti” kurulup kurulmayacağına ilişkin tartışmalar sürerken, Siirt’te bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, kendi heyetlerini çoktan kurdu. Kalıcı barış için yerel bazda inisiyatif alan heyet, bir taraftan kentteki devlet yetkilileri ile görüşürken, diğer taraftan da dağa çıkıp PKK ile görüşüp, sorunlu konuların çözümüne katkı sağlıyor. Bunun yanı sıra kentteki imamlar da barış için sahaya indi. Siirt eski Belediye Başkanı ve Türkiye Barış Meclisi üyesi Ekrem Bilek, süreçte çatışma çıkmaması için yoğun çaba içine girdiklerini ve olumlu sonuçlar aldıklarını vurguladı.
Siirt, “çözüm sürecine” dört elle sarıldı. Süreç çerçevesinde, 28 Şubat’ta Dolmabahçe Sarayı’nda 10 maddelik mutabakat metni açıklanırken, metinle birlikte “gözlemci heyeti” konusu da tartışılmaya başlandı. Ancak bu tartışmalar sürerken, Siirt’te bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, kendi heyetlerini çoktan kurdu. Türkiye Barış Meclisi, İHD, KESK, Baro, Memur-Sen ve Barış Anneleri İnisiyatifi’nden oluşan heyet, hem kentteki devlet yetkilileri ile hem de dağda PKK ile görüşüp, sorunlu konuların çözümüne katkı sağlıyor. Konuya ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Siirt eski Belediye Başkanı ve Türkiye Barış Meclisi üyesi Ekrem Bilek, herhangi bir partiye angaje olmadan, tarafsız ve samimi bir şekilde gözlemcilik yaptıklarını vurguladı.
"ÇALIŞMALARIMIZ OLUMLU SONUÇLAR VERDİ"
Heyetin ilde bulunan tüm siyasi partiler, STK’lar ve kanaat önderleri ile yaptıkları görüşme ve istişareden sonra oluşturduklarına dikkat çeken Bilek, kentte gerginliğin çıkmaması için çalışma yaptıklarını kaydetti. Süreçte çatışma çıkmaması için de yoğun çaba içine girdiklerini işaret eden Bilek, valiliğin çalışmalarına olumlu karşılık verdiğini, kentte partiler, kırsalda ise PKK ile yaptıkları görüşmelerin verimli sonuçlar doğurduğunu anlattı.
"GÖRÜŞMELERİMİZ SONUCU KORKULAN OLMADI"
Sürecin başlamasından bu yana birçok konuyla yakından ilgilendiklerini de aktaran Bilek, en çok kırsalda anıtların inşa edilmesinden dolayı yaşanacak olan gerginlikte inisiyatif aldıklarını anlattı. Lice’de Mahsum Korkmaz heykeli yapılmadan önce Siirt’te benzer olayların yaşandığını aktaran Bilek, "Lice olaylarından önce aynı olay Siirt kırsalında olduk. Devlet yetkileri bize, ‘Şimdi ne olacak, nasıl çözülecek bu olay. Müdahale edeceğiz’ dedi. Bizde devlete, ‘Tamam şimdi ilk hatayı devlet yapmış. Zamanında hukuka uygun defin işlemleri olsaydı, şimdi bu olay yaşanmıyor olacaktı. Çatışma sürecinde bu gençler hayatlarını kaybetmiş. Bu gençlerin aileleri var. Çocuklarının mezarlarını istiyorlar. Şimdide bu yapılıyor’ diyerek PKK’lılar ile görüşmeye gittik. Onlara da aynı durumu anlattık. Sürecin hassasiyetini, olabilecek müdahalenin çatışmaya dönüşebileceğini ve risklerini uygun bir dille izah ettik. Hem devlet hem de PKK’lılar sorumlu yaklaştılar. Mezarlık sessiz sedasız, oluşturuldu. Korkulan olmadı" dedi.
"VALİDEN YETKİ ALDIK, GABAR’A GİTTİK"
Bir başka benzer olayın Şems köyünde yaşandığını kaydeden Bilek, şunları anlattı:
"Burada devletin müdahalesi olmuştu daha önce. Valilikle görüştükten sonra köye bölgeye giderek kırsaldaki PKK’lılar ile görüştük. Oradaki PKK’lılara , ‘İsterseniz cenazeleri bize verin, istediğiniz yerde usulüne uygun defin işlemlerini biz yaparak gömelim. Bu konuda devletle de görüşmüşüz. Yapmaya yetkimiz var’ dedik. Onlar da bunun kararını kendilerinin veremeyeceğini ve Gabar’a gidip oradaki yetkililerle görüşmemiz gerektiğini söylediler. Tekrar gelerek vali ile görüştük, Gabar’a gideceğimizi anlattık. Vali de Şırnak Valiliği’ni bilgilendirdi. Bizde rahat bir şekilde Gabar’a gidip oradaki PKK’lılarla görüşüp olması gerekenleri anlattık. Onlar da sorumlu davranarak, sorun büyümemesi için elinden geleni yaptı. Devlet de bu görüşmelerde çok olumlu davrandı ve bizim ilde süreçte sorun yaşanmadı."
"BİNLERCE İMAM BARIŞ İÇİN SAHAYA İNDİ"
Barışın sağlanması ve toplumun barışa inanması için dini kanat önderleri ile yoğun bir görüşme yaptıklarını anlatan Bilek, “Bölgede çok sayıda medrese var. Özellikle müritleri fazla olan din adamları ile görüştük. Onlara, ‘Mutlaka Kuran’da barışa dair mesajlar vardır. Sizden ricamız sohbetlerinizde bu mesajları verin. Müritleriniz anlatsın’ dedik. Onlar da bu ricamızı olumlu karşıladılar, dini liderler müritleri il birlikte bu içerikte mesajlar vermesi olumlu oldu. Binlerce mella (imam) barışı anlattı ve çalışmalarımıza da katkısı oldu" diye konuştu.
"KÜRT VE ARAPLAR TEK YUMRUK OLDU"
Çalışmaları Validen aldıkları güvence ile rahatlıkla sürdürdüklerini anlatan Bilek, Siirt’te farklı olan etnik yapının süreçte barış için birlikte hareket ettiğini söyledi. Siirt’te Kürt-Arap yoğun olduğunu, bu iki etnik yapının yan yana gelebileceklerini asla tahmin edilemeyeceğini dile getiren Bilek, "Arap ve Kürtler tek yumruk oldu. Barış konusunda birlikte hareket etti. Mesela 6-7 Ekim olaylarında biz yine inisiyatif aldık Vali ile görüştük. Vali bey bize, ‘olaylar dursun sokağa çıkma yasağını kaldıralım’ dedi. Arap’ıyla, Kürt’üyle ilde bulunan tüm STK’lar gösterici guruplar ile polis arasında kalkan olduk" şeklinde konuştu.
"BARIŞ İÇİN ÇABALAYAN KARŞILIĞINI ALIYOR"
Bu çalışmaların samimi bir şekilde yürütülmesi halinde olumlu karşılık bulacağını pratikte gördüklerini anlatan Bilek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnanın zor değil. Siz herhangi bir siyasi beklenti içine girmeden, samimi bir şekilde barış için çabalarsanız karşılığı oluyor. Devlet de ciddiye alıyor, PKK da. Bu yapı her ilde oluşabilir. Her il kendi gözlemci heyetini oluşturursa, olaylar çıkmaz. Mesela şimdi tehlike fazlasıyla var. Genelkurmay Çukurca’da saldırı olduğunu söylüyor. Peki gerçekten saldırı olduğunu nereden biliyoruz. Belki de yoktur. Belki de başkaları sırf savaş çıksın diye oraya ateş açıyor. Belki de hiç açılmıyor veya gerçekten ateş açılmış. Bu soruların tam anlamıyla cevap bulabilmesi için, oraya tarafsız bir heyetin gözlemci olarak gitmesi, inceleme yapması şart."
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.