Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Nüfus ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün biyometrik kayıtlarda büyük mesafe katettiğini belirterek, “Geçtiğimiz aylarda yapılan çok sıkı çalışmalar sonucu bugün Türkiye’deki Suriyelilerin hemen hemen tamamı kayıt altına alınmış, tek tek kim oldukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından bilinir hale getirilmiştir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Suriye Koordinasyon Toplantısı öncesinde Suriyeli sığınmacılar hakkında yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Kurtulmuş, en son Suriye Koordinasyon Toplantısı’nın 14 Ocak 2015 tarihinde yapıldığını hatırlatarak, “Bu konuyla ilgili görevlendirildikten sonra üçüncü koordinasyon toplantımızı gerçekleştirmiş olacağız. Suriye’den gelen mülteciler, sığınmacılar konusunda bundan sonra yapılacak olan kalıcı hizmetler bir kere daha gözden geçirilecek ve ümit ediyorum ki faaliyetlerimiz daha da ciddi bir koordinasyon altında yürütülecektir” diye konuştu.
Japonya’da 12-16 Mart tarihleri arasında yapılan ‘BM Dünya Afet Risklerini Azaltma’ toplantısında AFAD olarak fevkalade önemli bir çalışmaya imza attıklarını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu toplantı sırasında sadece insanların karşılaştığı doğal afetler değil aynı zamanda insan eliyle ortaya çıkan afetlerden günümüzde yaşadığımız en önemlilerinden birisi olan Suriye’deki durumun gözden geçirilmesi, Suriye’deki meselenin sadece Suriyeli sığınmacılar çerçevesinde ele alınmasının ötesinde Suriye’nin kalıcı siyasi bir çözüme kavuşturulması için uluslararası camianın dikkatini çekmek, bu süreçlerde uluslararası camianın çözüm üretme konusundaki kararlılığını arttırmak bakımından da hem genel kurulda hem başkanlık ettiğim bakanlar yuvarlak masa toplantısında Türkiye’nin görüşlerini ifade etme imkanını bulduk. Bu çerçevede bütün BM yetkilileri tarafından ve ayrıca dünyadaki farklı ülkelerin üst düzey yöneticileri tarafından Suriye konusunda Türkiye’nin göstermiş olduğu faaliyetlerin, özveri taşıyan çalışmaların takdirle izlendiğini, takip edildiğini bir kere daha görmekten büyük memnuniyet duyduk. Bu vesileyle Suriyeli sığınmacılara karşı gösterilen olağanüstü gayretlerin gerçekten uluslararası bir karşılığı olduğunu ve bunun Türkiye’nin özellikle bu süreç içerisinde ciddi şekilde takdir edilen bir ülke haline gelmesine vesile olduğunu ifade etmek isterim.”
“MAALESEF BUGÜN 22.5 MİLYON SURİYELİ’NİN YAKLAŞIK 12.5 MİLYON KARDEŞİMİZ İNSANİ YARDIMA MUHTAÇ HALE GELMİŞTİR”
Suriye’deki kriz başlamadan önce yaklaşık 22.5 milyon nüfusa sahip olan bir Suriye olduğunu anlatan Kurtulmuş, “Maalesef bugün 22.5 milyon Suriyeli’nin yaklaşık 12.5 milyon kardeşimiz insani yardıma muhtaç hale gelmiştir. Bu 12.5 milyonun içerisinde 7.5 milyon insan Suriye içerisinde evlerini terk etmek durumunda kalmış, 3.2 milyon Suriyeli ise kendi ülkelerini hayatta kalabilmek için terk etmek mecburiyetinde, başka ülkelere sığınmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu 3.2 milyon Suriyeli’nin yaklaşık 2 milyonu Türkiye sınırları içerisinde misafir edilmektedir. 2 milyon Suriyeli’nin yaklaşık 270 bin civarındaki Suriyeli sığınmacı AFAD’ın hazırlamış olduğu 25 barınma merkezinde yaşamakta ve onların her türlü imkanı temin edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye sadece bir kamp organizasyonu olarak Suriye meselesini görmüyor. Kamp organizasyonunun dışında şehir merkezlerinde yaşayan yaklaşık 1 milyon 700 bin Suriyeli ile ilgili olarak çok farklı alanlarda Türkiye’nin yaptığı hizmetleri hem Türkiye kamuoyu yakinen takip ediyor, hem dünya kamuoyu yakinen takip ediyor” ifadelerini kullandı.
“YAPILAN YARDIMLAR YAKLAŞIK 5.6 MİLYAR AMERİKAN DOLARI SEVİYELERİNE ULAŞMIŞTIR”
Suriyeliler ile ilgili son rakamları paylaşmak istediğini kaydeden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Biz Suriye’den gelen sığınmacılara karşı açık kapı politikasını sürdürdük. Sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konuda yapılan yardımlar hem devlet kuruluşlarımızın yapmış olduğu yardımlar, hem sivil toplum kuruluşlarımızın yapmış olduğu yardımların miktarı yaklaşık 5.6 milyar Amerikan doları seviyelerine ulaşmıştır. Bu çerçevede küresel insani yardım 2014 raporunda Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nın binde 21’ini insani yardımlara harcayan bir ülke olarak dünyanın bir numaralı ülkesi en cömert ülkesi konumuna yükselmiştir. Ancak Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu bu olağanüstü gayretler ve kardeşçe yaklaşımlara rağmen uluslar arası camianın bu 5.6 milyar dolarlık yardımın içerisindeki payı sadece 300 milyon dolar seviyesindedir. Bunun söylediğimiz zaman birileri belki bundan alınıyorlar ama biz bunu söylemeye devam edeceğiz. Bu sadece Türkiye’nin bir komşu olarak bir kardeş olarak Suriye halkına karşı vazifesi değil, aynı zamanda bütün uluslar arası camianın da Suriye’nin yardımına koşmak vazifesidir diye düşünüyor ve bunu her uluslar arası platformda dile getirmeye gayret ediyoruz. Sığınmacılar Türkiye geçsinler onların Türkiye’ye geçmesine ‘evet’ ama Türkiye’den Avrupa ülkelerine Batı ülkelerine ‘hayır’ şeklindeki bir yaklaşımı da insani bir yaklaşım olarak kabul etmek mümkün değildir. Ümit ederiz ki en kısa zamanda Suriye’de barış sağlanır. Irak’ta siyasi istikrar sağlanır bir daha hiçbir komşu ülkenin vatandaşı ne kendi ülkesinin içerisinde, ne de kendi ülkesini terk ederek mülteci durumuna düşmezler.”
“13 CİVARINDA GÜVENLİ GEÇİŞ NOKTASI TESPİT EDİLMİŞ VE BU GÜVENLİ GEÇİŞ NOKTALARINDAN TÜRKİYE’YE GEÇİŞLERİN SAĞLANMASI GÖZETİM ALTINDA SÜRDÜRÜLMÜŞTÜR”
“Açık kapı politikasıyla ilgili olarak çalışmalarımız çerçevesinde 13 civarında güvenli geçiş noktası tespit edilmiş ve bu güvenli geçiş noktalarından Türkiye’ye geçişlerin sağlanması gözetim altında sürdürülmüştür” diyen Kurtulmuş, “Bu güvenli geçiş noktaları bizim için özellikle bundan sonra Allah korusun İdlip’de, Halep’te yeni durumların ortaya çıkması çerçevesinde de fevkalade önemli bir husustur. Sağlık hizmetleri konusunda geçtiğimiz toplantılarda aldığımız kararlar uyarınca sağlık hizmetlerinin finansman ve koordinasyonu halledilmiş global sağlık bütçesi TBMM’ye sunulmak üzere Plan Bütçe Komisyonu’na gönderilmiş, komisyondan geçmiştir. Suriyeli öğrencilerin eğitim alabilmeleri ve eğitimlerinin en üst düzeyde karşılanabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2014 yılında yayımlanan yabancılara yönelik eğitim-öğretim hizmetleri genelgesiyle Suriyelilere verilecek eğitim öğretim hizmetlerinde standart oluşturulmuş, önümüzdeki dönemde Suriyeliler’in kendilerine ilişkin bir müfredat çerçevesinde eğitim alması konusu üzerinde çalışmalar yapılmıştır” dedi.
Sığınmacılara Türkçe eğitimi verilen kurs sayılarında artışların sağlandığını söyleyen Kurtulmuş, “AFAD’ın öncülüğünde 12. sınıfa kadar Suriyeli çocuklara MEB’in desteğinde ciddi şekilde eğitim verilmiştir. İki rakamı hatırlatmak isterim, geçici barınma merkezlerinde 71 bin öğrenci eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. MEB’in denetiminde ise 180’nin üzerinde eğitim merkezinde 88 bin Suriyeli eğitim-öğretim hizmeti verilmektedir. Suriye uyruklu vatandaşlardan üniversite çağındaki öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelere denklikleriyle ilgili olarak çalışmalar YÖK tarafından sürdürülmüş, 7 üniversitede geçici öğrenci olarak eğitim almaları, özel öğrenci statülerinde eğitim almaları sağlanmıştır” şeklinde konuştu.
Suriyeli sığınmacıların iş gücü analizinin hazırlanmasıyla ilgili bilgi veren Kurtulmuş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TÜİK, AFAD, Dünya Bankası öncülüğünde çalışmanın sonlandırılacağını ve Suriyeli sığınmacıların iş gücü analizinin ortaya konulacağını anlattı. Suriyeli sığınmacılara destek olacak STK’ların akreditasyon ve sertifikasyon işlemlerinin tamamlanmasıyla ilgili Kurtulmuş, bu işlemlerinin en kısa zamanda sonuçlanacağını ümit ettiklerini ifade etti.
“SURİYELİLER’İN HEMEN HEMEN TAMAMI KAYIT ALTINA ALINMIŞ, TEK TEK KİM OLDUKLARI TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ TARAFINDAN BİLİNİR HALE GETİRİLMİŞTİR”
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu Suriye sığınmacılarla ilgili faaliyet gösteren bu STK’ların, üniversitelerin, araştırma merkezlerinin bu konuyla ilgili kurum ve kuruluşların biraraya gelerek bir koordinasyon toplantısı yapması ve bu koordinasyon toplantılarının vilayetler, valilikler başkanlığında sürdürülmesi AFAD’ın il müdürlüklerinin de sekretaryasında bunun gerçekleştirilmesi önemli bir karar. Bunu son 2 aydır gerçekleştiriyoruz. Suriye’den gelen araçların Türkiye’ye alınması bununla ilgili akreditasyon çalışmasının mevzuat düzenlemesi gerçekleştirilerek yapılmasıydı. Bu konuyla ilgili çalışmalar tamamlandı. Mayıs ayı içerisinde Suriye’den gelecek araçların bu anlamda kayıt altına alınması sağlanmış olacaktır. Nüfus ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz biyometrik kayıtlar meselesinde büyük mesafe kat etmiş hemen hemen Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların tamamı kayıt altına alınmıştır. Geçtiğimiz aylarda yapılan çok sıkı çalışmalar sonucu bugün Türkiye’deki Suriyelilerin hemen hemen tamamı kayıt altına alınmış, tek tek kim oldukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından bilinir hale getirilmiştir.”
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.