Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, sütün insan neslinin çoğalması için başta gelen bir besin öğesi olduğunu belirterek kemik erimesine karşı da iyi geldiğini söyledi.
Yeni doğan bir bebeğin ilk besin gereksiniminin anne sütünden başladağını kaydeden Keçeci, “Süt tüketimini, üretim aşaması geniş ölçüde etkiler. Ayrıca süt üretiminde süt hayvanlarının beslenmesi, bakılması, hayvanın çeşidi ve ırkı, otlakların durumu oldukça önemlidir. Ülkemizde sütün çoğunluğu süt ürünleri dediğimiz yoğurt, peynir ve çökelek olarak kullanılmaktadır. Süt; su, yağ, protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerden oluşmuştur. Kokulu değişik lezzetler ve otlarla ve yemlerle beslenen hayvanların sütüne bu koku ve lezzet geçebilir. Pastörizasyon işlemi; sütün fabrikada süzülerek yabancı maddelerden ayrıldıktan sonra belirli ısı derecelerinde ısıtılıp aniden soğutularak soğuk yerlerde belirli süre saklanabilmesidir. Bir sütün iyi pastörize olup olmadığını fosfataz testi ile anlamamız mümkündür. Sütü ısıttığımızda sütün rengi değişmezse süt iyi pastörize olmuş demektir. Pastörize edilen sütler buzdolabında 4-5 derecede yazın bir gün, kışın 2-3 gün saklanabilir. Pastörizasyon işlemi tam yapılmamış olan sütlerde tat ve renk değişimi olur ve bu sütlerde zararlı bakterilerin tamamının yok edilmemesi durumu söz konusu olmuş olabilir bu nedenle süt satın alınırken iyi bir markadan güvenilir bir süt tercih etmek doğru olacaktır. Pastörizasyon işlemiyle sütte çokça vitamin kaybı olmaz tam tersi çiğ sütün kaynatılıp ısıtılması işlemi sütün tadını bozar ve vitamin kaybına neden olur bu nedenle doğru kullanımla pastörize edilmiş süt tüketimi daha doğru olacaktır. Pastörizasyon işlemi 135 derecelerde 3-5 sn de yapılır ve kutulanma işlemi gerçekleştirilir. Pastörizasyonda iyi markalardan süt tercih etmenin hiçbir zararı yoktur. Raf ömrü uzaması için kullanılan ısıtma soğutma teknikleri evlerde de kullanılan reçel yapma gibi metotlara benzetilebilir. Bu teknikler vitaminlerin azalmasına neden olabilir ancak yüksek oranda değerlerini düşürmez. Isıtma işlemi uygulanan yöntemine göre B vit kayıplarına az ya da çok neden olabilir. Pastörize sütteki kayıp % 0-10, UHT sütteki % 0-20 kaynatılmış sütte ise % 10-30 arasında değişir. UHT süt 3 aydan uzun bekletilirse B6 vit kaybı % 35 in üstüne folat kaybı % 50 nin üzerine çıkar. Çiğ sütün kaynatılmasında ise bunlara ek olarak c vit kayıpları olur ve sütün protein değeri düşer bu nedenle pastörize süt tercih nedeni olabilecek olan süttür. Pastörize sütün besin değeri yüksektir, çiğ sütteki gibi kişinin sindirim problemi yaşamasına neden olmaz. Hayvan sütlerinin % 85 oranı kazein dediğimiz bir proteinden oluşur ve bu protein ısıdan etkilenmez. Pastörize olmayan bir sütten insanlara geçebilecek olan pek çok hastalık literatürler de yer edinmiştir. Bunların başlıcaları tüberküloz, brusellosis, stafilokokus enfeksiyonları ve kuduzdur. Bu hastalıkların önlenmesi sütün iyi temizlenmesi saklanması ve soğuk zincir halkası
bozulmadan taşınmasına bağlıdır. Yetişkin bireyler özellikle kadınlar da ilerki dönemlerde ortaya çıkacak olan kemik erimesi hastalığı için, günde bir su bardağı süt diyetlerinin değişimine eklenmelidir. Kalan 3-4 porsiyonluk süt ve süt grubu değişimlerini yoğurt ve peynirden sağlayabilirler. Çocuklar içinse bir yaşına kadar inek sütü alımı demir emilimi sorunlarına neden olabileceğinden önerilmemektedir. Bu grup için daha çok günlük süt alımı tercih edilebilir ancak 500 ml ye kadar pastörize edilmiş süt tüketimi de uygun olacaktır. Özellikle ergenlik döneminde ki kız ve erkek çocuklarının günlük muhakkak bir su bardağı süt içmeleri gerekmektedir. Bu kemiklerde ki kalsiyum oranın önemli ölçüde etkilenmesine ve ileriki dönemlerinde kemik erimesine daha geç yakalanma ya da hastalığın daha az erimeyle seyir etmesinde önemli bir faktör olarak rol oynacaktır. Süt içmeyenler ise ihtiyaçlarını yoğurt, çökelek ya da peynir grubundan karşılamaya çalışabilirler. Ancak özellikle okul çağındaki çocukların her sabah güne bir su bardağı sütle başlayıp günü gece içecekleri bir su bardağı sütle kapatmaları gerekmektedir. Bu onların fiziksel ve mental gelişimleri için önemi yadsınamayacak bir faktördür. Anne adayları ve gebelerde süt tüketiminde dikkatli ve süt seçiminde özenli davranmalıdırlar. Gebeler için her gün yatmadan alacakları bir su bardağı süt hem rahat bir uyku dönemi geçirmelerini hem de gerekli ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar. Sütteki kalsiyum oranı özellikle hamile bayanlar için oldukça önemlidir Gebelik sırasında bebeğe toplam 25-30 g kalsiyum aktarılır. Bebeğin yetersiz kalsiyum alması durumunda anne kemiklerinden kalsiyum çekebileceği ihtimaline karşılık annenin günde 2 su bardağı süt ve kilosuna göre 1 ya da 2 kâse kadar yoğurttan kalsiyum sağlaması unutulmaması gereken bir durumdur.” diye konuştu.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.