Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün 7 Nisan’dan sonra 8 Nisan’da birtakım liste değişimleri dolayısıyla ’AK Parti’de deprem mi olur’ diye bekleyen bazı çevreler, kaos mu olur diye bekleyen bazı çevreler yanılmışsa ki yanıldılar. Çünkü bu kadroların çok kuvvetli bir siyasi ahlakı vardır. Nöbeti alır, nöbeti devreder ve bir daha ki nöbete kadar bekler. Bizler üstümüze aldığımız siyasi görevleri bir nöbet bilinciyle yaparız. Mehmetçik nasıl sınırda nöbet tutuyorsa her bir bakan arkadaşım Bakanlıkta nöbet tutmakla mesuldür" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen TOBB 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nda yaptığı konuşmada, siyasetin ekonomiden izole edilmiş bir ortam olmadığını belirterek, siyasetin esasının halkın, mutluluk ve refahının ekonomi üzerinden sağlanması olduğuna işaret etti. Davutoğlu, "Siyasetin amacı adaleti temin etmekse vatandaşlarımız arasındaki sosyal adaletin temel aracı da ekonomide sağlanacak olan gelir dağılımı adaletiyle söz konusu olabilir. Dolayısıyla siyaset makamları ile ekonomi temsilcilerinin bir araya gelmesi ve sadece ekonominin geleceğini değil ülkemizin geleceğine de birlikte istişare etmelerinden daha doğal bir durum yoktur. Bu şura en geniş katılımların yapıldığı bir şura. Bu, AK Parti dönemlerinde başlamış olan bir gelenek. Şimdi de benimle devam eden ve hiçbir zaman ara vermeyeceğimiz gelenektir. Bu, süreklilik demektir. Bu, geçmişte yapmış olduğumuz şuraların değerlendirilmesidir. 2003’teki ilk şurayı, o günkü tartışmaları önümüze alsak 12 yıl içinde Türkiye’nin nereden geldiğini görürüz. Aslında bunların birlikte yayınlanması lazım. Bütün bu şuralarda hangi konular gündeme gelmiş, bunların bir analizini yapsak Türkiye’nin en geniş kapsamlı ekonomik ve siyasi analizi olurdu" diye konuştu.
365 oda ve borsa temsilcisinin bin 825 sorunu gündeme getireceğini anlatan Davutoğlu, Bakanlarla birlikte bunların tek tek not alınacağını ve hiçbir değerlendirmenin karşılıksız kalmayacağını söyledi. Bugün bu toplantıdan sonra Bakanlar Kurulu’nu toplayacaklarını belirten Davutoğlu, "Bakanlar Kurulu’nun neredeyse yarısı burada. Odalar Kurulu toplantısından Bakanlar Kurulu toplantısına geçeceğiz. Sadece bu bile sembolik olarak ticaret ve sanayi şurasına verdiğimiz önemi gösteriyor ve odalarımıza verdiğimiz önemi gösteriyor. Sizlerden aldığımız odalara verdiğimiz önemi gösteriyor. Sizlerden aldığımız sorunları soyut dinleme dışında pratikte fiilen siyasete dönüştüreceğimizin izlerini taşıyor" dedi.
YSK’YA VERİLEN ADAY LİSTELERİYLE İLGİLİ İLK KEZ KONUŞTU
Dün bütün partilerin aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Dün itibarıyla saat 17.00’da bir heyecanla bu neticeyi bekleyen aday adayları bu neticeleri kamuoyumuzla birlikte gördü. Herşeyden önce sadece AK Parti olarak değil, bütün bu adaylık sürecinde bütün partilerimize yaptıkları tercihler dolayısıyla hayırlı olmasını diliyorum. Ne olursa olsun aslında dün ilan edilen aday listeleri, her bir partinin ülke yönetimi için düşündüğü vizyonu yansıtacak kadroları oluşturuyor. Dünkü listelerin açıklanması sonrasında önümüzdeki dönemde her bir parti Türkiye’nin geleceği ile ilgili vizyonu paylaşırken ekonomiyle ilgili görüşlerini de dile getirecek. İşte orada farklar çıkacak. Aday listeleri nihayet insan unsurunu ortaya koyar, hayırlı olsun ve ülkeye hizmet niyetiyle yola çıkan, hangi siyasi görüşten olursa olsun saygı duymak icap eder" ifadelerini kullandı.
"BİZ SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMADIK"
Bundan sonra herkesin vizyonunu ortaya koyması gerektiğini ve seçim dönemlerinde iki tehlikenin olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "İktidar partisini bekleyen tehlike veya tuzak diyeyim seçim ekonomisi uygulamasıdır, yani kısa dönemde mümkün olan en geniş kitleyi tatmin edeyim, oyları alayım ondan sonra ne olursa olsun anlayışı. Bu 1990’lı yıllarda iktidar partisinin anlayışıydı çünkü onlar seçim sonrasında tekrar iktidar olup olmayacaklarını bilemiyorlardı ya da ümitleri yoktu ama AK Parti hiçbir seçim öncesinde, son 12 yıl içinde, 3 genel seçim 3 yerel seçim referandumlar geçirdik. Tarih de millet de kayıtlar da şahittir ki hiçbirisinde seçim ekonomisi uygulamadık. Neden biliyor musunuz? Çok basit bir gerekçesi var, etik ve ekonomik olarak bu doğru değil ama bir gerekçe de şu, AK Parti iktidarlarının seçim sonrasında yine o sorunun kendisinde olacağının bilinciyle hareket etti. Şimdi yapacağımız her bir seçim ekonomisi uygulamasının yol açabileceği açıkların nihayetinde bedelini yine biz ödeyeceğiz. 8 Haziran günü bu inancı taşıdığımız için arkadaşlarımızla 62. hükümeti kurarken yaptığımız tartışma şuydu, istişare anlamında, acaba 8-9-10 aylık hükümet programı mı açıklayacağız yoksa 8-9 yılık bir hükümet programı mı? Hükümet yazılışı esnasında verdiğim talimat, sakin ola ki Eylül 2014’ten Haziran 2015’e kadar uzanan dönemi kapsayan bir 9-10 aylık bir seçim dönemi programı açıklamayacağız. Aksine, 9 yıllık bir hükümet programına baksın, her yerde 9 yıllık bir perspektif var. Ben seçime de çok az kalmışken, hükümetim adına şunu söylüyorum ki biz seçim ekonomisi uygulamadık. Birçok müjde verdik ama hiçbirisinde bütçe disiplininden kopmadık. Bu, iktidar partisi için bir tuzaktı, böyle bir taktik, geçici bir uygulama, biz bu tuzağa düşmedik. Biliyoruz ki bu tuzak önümüze gelecek ve halkımıza bedel ödetecek" diye konuştu.
"MUHALEFET PARTİLERİ BUGÜN BU TUZAĞA DÜŞTÜ"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Muhalefet partileri için ise tuzak şudur, seçim öncesinde daha sonrasıyla ilgili hele ki ümitleri yoksa olabilecek en geniş vaatleri vermek. Ekonomi bunu kaldırır mı, kaldırmaz mı?diye düşünmeden en geniş en uçuk vaatlerde bulunmak. Maalesef muhaleefet bugün bu tuzağa düştü. Sayın Kılıçdaroğlu’nu ne zaman dinleseniz muhalefet partisi liderlerini ne zaman ekonomik perspektifle dinleseniz ya ekonomik bakımdan bir bilgisizlik örneği olarak hangi kaynaklardan neyi temin edeceğini bilemeden yapılan vaatler görürsünüz, tipik bir şekilde geniş kitlelere mavi boncuk dağıtan anlayış görürsünüz. Ekonomi benim adım şu teminatı benim diye yönetilen birşey değildir. Bir vaatte bulunacaksanız karşılığını göstereceksiniz."
Kendilerinden sonraki neslin bedel ödeyeceği hiçbir kararı almayacaklarını belirten Davutoğlu, mali açıklar, sosyal güvenlik açıklarına yol açmayacalarını ve meselelerinin geçici iktidar hevesi olmadığını ifade etti.
"EMANETİ YERİNE GETİREMEZSEK 4 YIL DEĞİL, 4 DAKİKA BİLE BİZİ BURADA TUTMAYIN"
Kılıçdaroğlu’nun ’Bana 4 yıl verin yeter’ ifadelerini hatırlatan Davutoğlu, "Bir siyasetçinin, vizyon sahibi bir insanın söylememesi gereken bir söz. 4 yıllık bir perspektif. Ben 62. hükümeti kurarken, 9 aylık bir perspektifi değil, 9 yıllık bir perspektifi. 4 yıllık bir perspektif şu demek ben şuana karar birikmiş olan merkez bankası rezervlerini, Türkiye’nin ekonomisinin geldiği düzeyi, 4 yıllık kısa vadeyi tatmin eder görünen ama uzun dönemde yara açan politikalarla heba edeceğim, sonrası Allah Kerim. Allah her zaman kerim ama o kerimliği göstermek için sorumlu liderleri vesile kılar. Biz 4yıl için söz istemedik hiçbir zaman, biz şunu söyledik, bize emaneti verin, emanetin gereğini yapmadığımız anda da bizden bu emaneti alın. Ne 4 yıl, ne 4 dakika ne de 40 yıl. Emaneti sürdürürsek 2071’e kadar biz buradayız, biz değilsek ömrümüz vefa etmezse bizden sonraki AK Parti kadroları ama emaneti yerine getiremezsek de 4 yıl değil 4 dakika bile bizi burada tutmayın. Perspektif farkı budur" diye konuştu.
Biz, balon gibi büyüyen ve ilk krizden iğne oraya battığında çöken bir ekonomi istemiyoruz" diyen Davutoğlu, "Bu şekilde Avrupa’d yükselen bazı ekonomilerin kriz karşısında nasıl bir çöküntü yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Yanımızdaki komşu ülkelerden, dost ve komşu ülke olduğu için, Yunanistan’da birçok ülke bunu görebilirsiniz. Finansal sektör üretim sektörünü desteklemek için vardır. Bütçe sadece ülkede personel giderlerini ödemek için kullanılan bir araç değildir. Ülkenin kalkınmasını yatırımı, tasarrufları yatırımlara dönüştüren bir mekanizmadır. Onun için daha çok personel alalım gibi bir yola gitmedik. İstihdamı bütün toplum katmanına yayılması için tedbirler aldık. Dünyada işsizlik yayılırken, Türkiye’de iki olgu birada yayılıyor. Bir, istihdam Türkiye’de sürekli artıyor" ifadelerine yer verdi.
"MESLEK LİSELERİNİN BÜTÜNÜYLE REFORME EDİLMESİNİ HEDEFLİYORUZ, SEÇİM SONRASINDA İLK ET ATACAĞIMIZ HUSUSLARDAN BİRİSİ BUDUR"
Geçen hafta açıklanan istihdam ve teşvik paketine ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, açıklanan diğer paketlerle ilgili oda ve meslek odaların kanaatlerini istedi. Meslek liselerinin bütünüyle reform edilmesini hedeflediklerini belirten Davutoğlu, "Seçim sonrasında ilk el atacağımız hususlardan birisi budur. Üniversitelerle ve üniversite sonrasında bir birikimi engellemek için meslek liselerini, iş dünyasıyla birlikte yeniden tanzim edeceğiz" dedi.
Davutoğlu, çok toplantı yapmak yerine daha çok ürün üretilmesi gerektiğine dikkati çekerek, yerli katkının artırılması ve kamu alımlarında yerli ürünlerin artırılmasında da önemli adımların atıldığını ifade etti.
"Dün YSK’ya sunduğumuz listelerde de bazı illerimizde değişmeler oldu" diyen Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Bakanlarımızın çoğu değişti ama AK Parti zihniyeti değişmedi ama aynı vizyon, etik ruhu, birlikte çalışma ahlakı, kültürü bizde hakimdir. Bizde devri sabıka olmadığı gibi ilginç meselelerimiz etrafında da bir tartışma olmaz. Nasıl bugün 7 Nisan’dan sonra 8 Nisan’da birtakım liste değişimleri dolayısıyla AK Parti’de deprem mi olur diye bekleyen bazı çevreler, kaos mu olur diye bekleyen bazı çevreler yanılmışsa ki yanıldılar. Çünkü bu kadroların çok kuvvetli bir siyasi ahlakı vardır. Nöbeti alır, nöbeti devreder ve bir dahaki nöbete kadar bekler. Bizler üstümüze aldığımız siyasi görevleri bir nöbet bilinciyle yaparız. Mehmetçik nasıl sınırda nöbet tutuyorsa her bir bakan arkadaşım Bakanlıkta nöbet tutmakla mesuldür. Bizim anlayışımız, zihniyetimiz bu. Nasıl 8 Nisan’da bugün böyle bir durum olmamışsa 7 Haziran’dan sonra 8 Haziran’da da inşallah iktidarımız daha da güçlenmiş bir şekilde yoluna devam etmek için emaneti aldığında siyasi istikrarda ve güvende hiçbir sarsıntı olmadan aynı anlayışla devam edeceğiz. Birinci güven ve dayanak noktamız bizim insan zenginliğimizdir ve vizyoner liderlik anlayışıdır. İkinci güvenç noktamız sizlersiniz. Üçüncü güç kaynağımız milletin bize güveni ve bizim millete güvenimiz."
BASIN MENSUPLARI SALONU TERK ETTİ
Başbakan Davutoğlu, bu açıklamaları TOBB’un Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nda yaptı, ancak Davutoğlu’nun konuşma yaptığı salonda basın mensupları yoktu. Basın mensuplarına ayrılan yerlere TOBB’un oda başkanları oturunca devreye başbakanlık korumaları girdi. Onlar da başarılı olamayınca basın mensupları ile oda başkanları arasında gerginlik yaşandı. Bir oda Başkanının ’Paranızı biz veriyoruz’ sözleri üzerine basın mensupları salonu toplu halde terk etti.
Kaynak: IHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.