Aliye Rona, Türk sinemasının güçlü kadınıydı. Genelde “anne” rolünü üstlenirdi ve üstlendiği bu “anneler” bildiğimiz fedakar anneler gibi olmazdı. Aliye Rona, acımasız, sert ve kötü kadın rollerini hep başarıyla canlandırdı.
Ama bir Rona, bir de Erol Taş hep çok sevilen kötüler oldular. Aliye Rona 1913 yılında Suriye’de doğdu Beyoğlu Akşam Kız Sanat Okulu’nda okudu. 1930’ların sonlarında Kadıköy Halkevi’nde tiyatro oyunculuğuna başladı. Ulvi Uraz, Kadıköy ve kardeşi olan Avni Dilligil’in tiyatrolarında oynadı. 1947 yılında Kerim’in Çilesi adlı film ile sinemaya başladı. Rona, Türk sinemasında, uzun yıllar karakter rollerinin değişmez ismi oldu. Uzun yıllar dublaj da yapan Rona, sinemada çilekeş, direnen, dikbaşlı, hakkını hukukunu arayan, kavgacı, töreci köylü kadını ve ana rollerini canlandırdı. Yaklaşık yarım asırlık sanat hayatı boyunca 204 filmde rol aldı. 1965’te Hepimiz Kardeşiz, 1967’de Zalimler, 1968’de Son Gece ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncu” ödüllerini aldı. 1969 Adana Altın Koza Film Festivali’nde Kuyu filmiyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” seçildi. Rona’nın en büyük isteği bir filmde Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı canlandırmaktı ama bu isteği gerçekleşmedi. Ömrünün son yıllarında sağ tarafına felç inen ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Rona, Pendik’te bulunan bir huzurevinde kaldı. Kaldığı huzurevi yaşanan sağlık ve şiddet olayları televizyon haberlerinde gündeme geldi. Ve Aliye Rona 29 Ağustos 1996 tarihinde kaldığı huzurevinde beyin kanaması geçirip yaşamını yitirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.