KEFEN PARASI
– Artık çok geç dedi doktor. Bu durumda maalesef bir şey yapamayız. Yapsak da yararı olmaz. Herhalde bir saate kadar hastayı kaybederiz. Ama gene de hastayı müşahede altına alalım. Bende en az aile kadar şaşırmıştım. Delikanlının yüzüne bakıyordum. Ölüm endişesi ve ümitsizlik iliklerine kadar işlemiş gibiydi. 16-17 yaşlarında ya var ya yok. Hap içmiş intihar etmiş acaba derdi neydi? Kendimce neler hissettiğini düşündüm. Bu genç yaşta ölüme bu kadar yaklaşmak gerçekten zor bir durum olmalıydı. Hem insan bir saat sonra öleceğini bilse neler düşünür, neler hisseder, neler yapardı? Aslında her birimizin ölüme bir saat yaklaşacağı an gelmeyecek mi?
Hayatın karmaşa ve medcezirler arasında ölüm gerçeğini nasıl da atlıyor güya kendimize uzak görüyorduk. Şimdi bu delikanlı geçmişini, arkadaşlarını, ailesini düşünüyor olmalıydı veya ölümden sonraki hayatı. Yani bir saat sonrasını. Belki de arkasından neler düşünüleceğini, konuşulacağını.
Halbuki ne kadar çok planı vardı belki. Şimdiyse o planları düşünmek bir yana, son saatini nasıl geçireceğine dair doğru düşünme melekesini bile kaybetmiş gibiydi. Diğer taraftan hayat devam ediyordu. İçeride yatmakta olan bir hastanın yakınları doktora bir şeyler sorarken sedyeyle bir başka hasta daha getiriliyordu. O ara başka bir doktor kapıdan içeri giriyordu. Biliyorum sohbet için geliyor. Az ötede hemşirelerin küçük teybinden bir arabesk parça yükseliyor. DEVAMI İÇİN RESME TIKLAYINIZ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım