KEFEN PARASI
‘’Batsın bu dünya.’’ Hayatla ölümün iç içeliği galiba bu diyorum kendi kendime. Bir yanda hastalar bir yanda ölümle cebelleşenler bir yanda da müzik. Ben bunları düşünürken çocuğun babası toparlandı. Yalvaran eda ile sorusunu tekrarladı; Baba
– Doktor Bey, yalvarıyorum size. Hiçbir şey yapamaz mısınız hiç mi ümit yok? Ne olur yardım edin. İçeri yeni giren doktor kaş göz işaretiyle ne olduğunu sordu. Doktor ayağa kalkıp kesin bir ifadeyle cevap verdi. Doktor – İntihar girişimi doktor bey geç kalmışlar maalesef durum da ciddi yapılacak bir şey kalmamış. Öldükten sonra raporunu tanzim ederiz. Söylenenleri dikkatle dinleyen delikanlıyı ölüm gerçeğiyle yüzleşmek ürkütmüştü.
Pişmanlık duygusu içerisinde ve titrek bir sesle doktora;Kurtulmak için ne yapmak gerekiyorsa yapmaya hazırım. Ne olur doktor, beni kurtarın. Ölmek istemiyorum, dedi. Doktor, oralı bile olmadı. Sen intihar etmemiş miydin? Ölmek istemiyor muydun? Şimdi niye kurtulmak istiyorsun? Ölüme bu kadar yakın bir kimseyi daha önce hiç görmemiştim. Üstelik çokta gençti. Hayalen morga gidip otopsisini düşünüyordum. Demek karşımda duran bu diri beden birazdan ölecek. Otopsi için açılacak ve biz rapor tanzim edip bırakacağız. Hayat ve ölüm. Yaşamakla ölmek.
Genç olmak, yaşlı olmak, hayatı anlamak, ölümü benimsemek.. hayatı ölüme bir girizgah olarak değerlendirebilmek, ölüme her an hazır olmak veya her an kendini hazır hissetmek. Kısacası ölümü kuşanmak, hayata ve ölüme anlam kazandırmak bir sürü düşünce beynime dolaşıyor. Doktor oradan uzaklaştı bende peşinden gittim.
Oğlunun doğum günü o yıl Babalar günü ile aynı güne denk gelmişti.nnAnnenin ağlamaklı halini görünce dayanamadı baba “Şu adrese git, oğlunu gör” dedi.nnVe ekledi, “Adresi benim verdiğimi söyleme ama” Birkaç şey daha söyledi ama anne duymuyordu bile, aklında bir tek adres kalmıştı. Anne sevinçten uçuyordu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım