NEDEN HIZLI YAYILIYOR?
13 Mart tarihli Dünya Sağlık Örgütü basın açıklamasında Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus şu ifadeleri kullandı:
"Nerede olduğunu bilmediğiniz bir virüsle savaşamazsınız. COVID-19 yayılım zincirini kırmak için tespit edin, izole edin, test edin ve tedavi edin. Bulduğumuz ve tedavi ettiğimiz her vaka hastalığın yayılımını kısıtlayacak."
Aktif test, tanı ve temas izleme dışında, Çin'de ve İtalya'da şehirleri kapatmaya kadar giden önlemler alınırken, Güney Kore gibi ülkeler bu riski çok fazla test yaparak, vaka teması ve belirtileri olan insanları izole ederek ve sosyal mesafe koyma önlemlerini halka açıkça anlatarak önlemiş oldu. Güney Kore'nin demokratik ve katılımcı yanıtı çok kısa süre içerisinde yeni vaka sayılarının düşüşe geçmesini sağladı.
Bu süreçte Güney Kore doğrulanmış vakaların temas takibini çok başarılı bir şekilde gerçekleştirirken, halkı da sürekli olarak yapılan test sayısı, doğrulanmış vaka sayısı, kaç kişinin hastanede olduğu ve taburcu edildiği hakkında şeffaf bir şekilde bilgilendirdi.
İRAN VE ABD ÖRNEKLERİ
Güney Kore'nin bu çabalarının yanında, komşu ülkemiz olan İran yetersiz test kapasitesi ve eksik önlemlerin ne kadar ölümcül sonuçlara yol açabileceğini gösterdi. Salgının ölümlerle başlamış olması o zamana kadar ülke içerisinde yüzler hatta belki de binlerce insanın enfekte olduğuna bir işaret. Bakanlığın salgını yeterince ciddiye almaması ve ardından vatandaşlara karşı şeffaf bilgi paylaşımında bulunmaması da gidişata yardımcı olmadı.
Buna benzer olarak, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin benzerini almasına rağmen yaygın bir salgınla karşı karşıya olan Amerika Birleşik Devletleri var. Amerika'nın salgına yanıt vermesinin önündeki en büyük engel ise test kapasitesinin yetersiz olması ve bunun yanında halkın yeterince bilgilendirilmemesiydi.
Avrupa'ya baktığımızda ise çoğu ülkenin Çin'den gelen uçakları salgının başladığı ilk andan itibaren durdurması, riskli ülkelerden gelenleri karantinaya almaları ve şüpheli hastaları test etmelerine rağmen İtalya öncülüğünde toplum içerisinde yaygın bir salgın olduğunu görüyoruz. Bu süreç gösteriyor ki her ne kadar gerekli tedbirler alınsa da bu virüs hızlı yayılıyor ve birçok hastada ağır hastalığa yol açtığından ötürü sağlık sistemlerini felç edebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütünün salgın durumunu sınıflandırmasının amacı ülkelerin bulundukları aşamanın farkında olup ona yönelik önlemler almaları. Türkiye'nin bulunduğu aşamada hedeflenen ise bulaşmayı önlemek ve virüsün ileri yayılımını engellemek. Bu doğrultuda yapılması gerekenler arasında sağlık sistemini geniş çaplı bir salgına hazır hale getirmek, test ve tanı kapasitesini yükseltmek, yeni ortaya çıkan vakalarla temas etmiş kişileri tespit etmek ve aktif sürveyans sistemleri oluşturmak var.
ŞEFFAFLIK ÇOK ÖNEMLİ
İngiltere'de yapılan 'BBC Pandemic' çalışması, salgının ana sürükleyicisi olan 20-50 yaş arasındaki bireylerde etkileşimin en fazla işte ve ev dışında olduğunu gösterdi.
Bu sebeple çalışanlara izin almada kolaylıklar sağlanması, iş yerleri ile alakalı önlemlerin alınması ve ev dışındaki etkileşimin minimize edilmesi de büyük önem taşıyor.
Dünya çapındaki bu örnekler, çok önemli bir detayın daha önemini hatırlatıyor bize; şeffaflık. Toplumun yaşamını ilgilendiren bir konuda bu sürece tam katılımı için süreçten haberdar edilmesi ve önerilen tedbirlerin toplum tarafından kabul edilmesi için de karşılıklı bir güven sağlanması salgının yönetiminde azımsanmayacak öneme sahip.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Haberdarım